27 Şubat 2013 Çarşamba

Atın Cehenneme

Avukatın biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapısında sorgu meleği avukatın günahlarını dinlemeye başlar :

- Çevreyi kirleten büyük bir şirketi, suçlu olduklarını bildiğim halde savundum ve beraat ettirdim.
- Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödediği için savundum ve idamdan kurtardım.
- Bir çok müşteriden fahiş fiyat aldım.


Ve liste uzadıkça uzar gider. Melek "Bitti mi? " diye sorunca da avukat telaşla atılır.

- Evet. Yalnız bir dakika! Bu arada yaptğım iyilikler ne olacak?
 

Bunun üzerine Melek bir süre düşünür:

- Hmm.. Dur bakalım. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermişsin.

Avukat sevinir:

- Evet, evet

- Bir baska tarihte de boyacı cocuğa ikiyüzbinlira bahsiş vermişsin...


Avukat yüzünde büyük bir sırıtmayla cevap verir:

- Evet! Tabii ki!

Melek yanında duran yardımcısına döner ve şöyle der:


- Bu Pezevenge üçyüzbin lirasını verin ve derhal cehenneme atın!...

Ben Sözümü Tuttum

Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarfettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum

Avukatı Nereden Bulucaksın?

Mühendisin biri ölmüş ve büyük bir yanlışlık sonucunda cehenneme atılmış. Cehennemin konforundan hoşnut kalmayan mühendis bir takım iyileştirmeler yapmaya başlamış. Kısa bir süre sonra cehennem; klimalı odaları, otomatik tuvaletleri, asansörleri, içecek otomatları ve diğer lüksleri ile bayağı rahat bir yer haline gelmiş. Bu arada mühendisin de iyice tanınıp sevildiğini söylemeye gerek yok. Derken, günün birinde Cennet Meleği, Şeytanı aramış:

- Selam, cehennemde işler nasıl gidiyor? Neler yapıyorsunuz?

Şeytan, memnun mesut gülümsemiş:

- Ohho..Biz burada çok iyiyiz. Bir mühendis düştü buraya ki sorma gitsin. İnanılmaz lüks ve konforlu bir yer yaptı bizim burayı. Bir görsen, tuvaletlerimiz otomatik, kola makinemiz bile var.

Melek şaşırır:

- Nee! Mühendis mi dedin? O adamın burada olması lazımdı çabuk onu buraya gönderin!

 Şeytan:

- Mümkünü yok! Kadromda bir mühendisin olmasından çok memnunum ve onu burada tutacağım! diye çıkışmış.

Cennet Meleği sinirle bağırmış:

- Onu çabuk buraya gönder yoksa seni dava ederim!

Şeytan katıla katıla gülerken şunları söylemiş:

- Evet, eminin yaparsın! Peki Avukatı nerden bulacaksın?

25 Şubat 2013 Pazartesi

Erzurum'a Giden Ayna

Tarihte ilk kez Erzurum’a ayna gitmiş.Adamın biri aynayı görüp eline almış. Daha önce hiç kendini görmediği için ölen kardeşine benzetmiş karşısındakini. Adam:

- Ey gidi gardaşımm.. Seni bi daha görmek nasipte varmış, demiş.

Aynayı eve götürüp sarılıp uyumuş kardeşine. Karısı bakmış adam bi şeye sarılıp uyuyor. Aynaya bakmış; bir kadın!

- Allah belaağı vireee, bu garı da kim? Bi boka da benzese, diyerek feryat figan evden çıkmış, muhtara gitmiş. Kadın:

- Mığdar, benim herif beni bu çirkin garıyla aldatii.

Muhtar aynaya bakmış. Sonra düşünceli düşünceli:

- Yav bu garıdan çok gavata benziir

Altın Pisuar

Temel eğlenmek için bir yer arıyormuş. Daha önce bir çok bara gitmiş fakat simdi gidecek farklı bir yer arıyormuş. Bir arkadaşı ona Sarı Bar adlı bir yer önermiş. O da gitmiş fakat diğer yerlerden hiçbir farkı yokmuş.

Neyse demiş içkisini içmiş tuvalete gitmiş . Bir de ne görsün altın bir pisuar var. Çok şaşırmış daha sonra pisuara işeyip gitmiş. Öbür gün yine gelmiş ve içkisini içip tuvalete gitmiş. Bir de ne görsün altın pisuar yerinde yok. Barmene gidip: 

- Tek farkınız altın pisuardı, şimdi o da yok, demiş.

Barmen barda oturan iri yarı adama dönüp:

- Necmi abi senin saksofona işeyen adam geldi, demiş.

23 Şubat 2013 Cumartesi

İçki Vaazı

Of'lu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:

- Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci... En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin... En güzel ev kimin? Meyhanecinin... Ya en güzel araba? Meyhanecinin. Bu paraları veren kim? Ha sizin gibi kafasızlar...

Aradan 2 hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek:

- Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu..
Hoca memnun:

- Aferin, içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahirette de göreceksin oğlum der.

Adam düzeltir:

 - İçkiyi bırakmadım hocam, meyhane açtım

Köpeğin Çanağı

Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak bir ricada bulunur:

- Çok susadım ve buralarda su bulamadım. Lütfen bana bir bardak su verir misiniz?

Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak:

- İstersen ayran getireyim, der.

Adam bu teklifi memnuniyetle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk:

- İstersen daha getireyim, der.

- Zahmet olur yavrum.

- Hayır ne zahmeti. Zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!

Bunun üzerine, adam iğrenerek elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır:

- Anneee, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı..