29 Eylül 2008 Pazartesi

özür

çöp kutusuna tekme atan dalgın bir admın karşına ci n çıkra dalgın adama
-dile benden ne dilersen der
adam
-özür dilerim

27 Eylül 2008 Cumartesi

cimri

çok cimri bir adamın oğlu babasına anlatıyordu
babacım babacım bugün çok sevinçliyim
baba
neden
bugün okuldan gelirken otobüse bineceğime peşinden koştum eve geldim
baba
-hay akılsız oğlum dolmuşun peşindedn koşsaydın dolmuş parası daha pahalı daha fazla kar etmiş olurduk

fıkralar

bey sen çok değiştin.dedi kadın kocasına
adam
neden
karısı
-eskiden ilk evlendiğimizde yemekleri bana yedirirdin şimdi hepsini sen yiyorsun
adam
karıcım sende zamanla yemek yapmayı öğrendin

egzema

doktor
ekzema hastalığını tedavi etirmek için iyiki bana geldiniz bu illeti benden iyi hiçbir doktor bilemez
hasta
-neden
doktor
-çünkü aynı illeti bende 15 yıldır çekiyorum
iki sekreter aynı yazahanede çalışan yakışıklı satış memuru hakkında konuşuyorlardı
biri
-çok güzel giyiniyor
diğeri bilgiç bir tavırla onayladı ve ekledi
-hemde çok çabuk

ateş

doktor koğuşta hastalara durumlara soruyordu
nasıl çarpıntın geçtimi gibi
o gün yeni gelen bir hastanın kartına baktı
nasılsın?ateşin varmı
hasta cebinden çakmağı çıkardı -buyrun doktor bey

asker

Komutan alaya bir yazı asmıştı
-alkol ve sigara öldürür
ertesi gün alayın içinde dolaşan komutan kendi yazısının altındaki yazıyı gördü
-asker ölümden korkmaz

18 Eylül 2008 Perşembe

Temel çölde

temel çölde devesiyle yürürken cinsel dürtüleri artmış ve deveyi becermeye karar vermiş
temel tam deveyi becerecekken,deve kafanı çeviriyormuş temelde utanıp vazgeçiyormuş bu böyle bir kare sürmüş..
imdat sesleri duymuş temel koşmuş bir kadını iki kişi öldürmeye çalışıyor temel kadını kurtarmış
kadında benden dile ne dilersen demiş
temelde ben deveyi becerecem ikide bir bakıyor ben utanıyorum devenin başını tutarmısınız

KAZAN HESABI


Nasrettin Hoca Ramazan günlerini hesaplamak için bir kazanın içine her gün bir taş atıyormuş. "Hocam, bugün Ramazanın kaçı?" diye soranlara da kazanın içindeki taşları sayarak cevap veriyormuş. Ramazan ayının ortalarına doğru, babasının kazana taş attığını gören Nasrettin Hoca'nın küçük kızı, "Babama zahmet olmasın" diye kazana bir etek dolusu taş atmış.
Ertesi gün kahvehanede iftar vaktini beklerken arkadaşlarından biri Nasrettin Hoca'ya sormuş:
- Hocam, bugün Ramazan ayının kaçı acaba?
- Şimdi eve gider öğrenirim.
Eve gelip kazanın içindeki taşları tek tek sayan Nasrettin Hoca, taşların 125 tane olduğunu görünce ne yapacağını bilememiş ve şaşkın bir halde kahvehaneye arkadaşlarının yanına dönmüş. Arkadaşları Hoca'yı görür görmez laf atmışlar:
- Hocam, öğrendin mi? Bugün Ramazanın kaçıymış?
Hoca süklüm püklüm cevap vermiş:
- Arkadaşlar, bugün Ramazan ayının 45'i!..
- Bu cevap karşısında arkadaşları kahkahalarla gülerken, içlerinden biri itiraz etmiş:
-Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırkbeşi olur mu?
Bu soru karşısında Nasrettin Hoca demiş ki:
-Yahu arkadaşar, ben yine insaflı davrandım. Benim kazan hesabına bakacak olursak; bugün Ramazanın 125'i!..

8 Eylül 2008 Pazartesi

Hasan

İri yarı bir adam kahveye girmiş.
- Hasan cimdur?
- Penum, demiş adamın biri.
Adam bu adamı bir güzel pataklamiş ve yüzünü gözünü kan içinde bırakmış.
Sonrada çekip gitmiş. Adam gittikten sonra dayak yiyen adam başlamış gülmeye. Kahvedekiler şaşırmış ve hemen sormuşlar:
- Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun
simdi.
- Penum adim Hasan teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama....

Mazeret

Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep ayni mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At catladi, tren kaçtı, geç kaldum.
Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temel'e sıra gelmiş.
- Senin de mi atin çatladı, diye sormuşlar.
- Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini geçemedum.

Kibrit

Temel yolda yürürken bir kutu kibrit bulmuş. Bakmyş içinde tam dört tane kibrit var. İlk üç kibrit yanmamış. Dördüncüsü yanmış. Hah bu iyi deyip, kibriti saklamış.

Güvence

Temel'in on ikinci oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki on bir tanesi askerde olduğu için Temel itiraz etmiş,
- Söyleyin padişahınıza penum şeyime güvenip sağa sola savaş açmasun.

Fark

Temel'e sormuşlar,
- Evli kadın ile dul kadın arasında ne fark vardur?
- Tul kadın kocasının nerede olduğuni piliy, evli kadın pilmiy.

Görev

Cemal çok kumarbazmış, bir gün kahvede ölmüş. Karısına anlatacaklar. Temel bu görevi üstlenmiş.
- Cemal kayıp, demiş Cemal'in karısına
- Cehennemin tipine citsun, demi? Cemalcin karısı.
Temel gayet sakin:
- Cittu, demiş.

Nerden Nereye?

Temel'in kızı Fadime babasına sormuş,
- Annemle evlendiğinizde Pen nerdeydum?
Temel:
- Palayina ciderken benumleydun. Tönerken annene gectun.

Önlem almak

Cemal ile Temel askerde beraber nöbet tutarlarken, komutanları bir bakmış
Cemalin elinde bir mektup, okuyor.
- N'apıyorsunuz, demiş.
Temel:
- Sevculumden mektup celdi. Okuma yazma pilmem, Cemal okuyo pağa.
- Peki Cemal'in kulaklarındaki pamuk ne?
Temel:
- Mektubu tuymasin diye....

Traş

Temel Fadime'ye
- Sabah tras olunca on yas gençleşeyrum, daa.
Faidme Temel'e
- Ula Temel, öyleyse akşamlary da traş ol.

Kasket

Temel başındaki kasketi gösterip,
- Bu kasket penu on yas gençlestirdu, demiş.
- Kaç yaşindasun, diye sormuş Cemal.
Temel,
- Kasketli mu, kasketsiz mu, diye yanıtlamış.

Cehennem

Temel ölmüş, cehenneme gitmiş, sille tokat karşılamışlar.
- Poyle yaparsanuz sonra Hiç cimse çelmez, demiş.

Sempatik

Temel Cemal'e anlatıyormuş:
- Bi herif bana çok sempatiksiniz dedi.
- O ne demektir?
- Pek de pilmeyrum ama, her ihtimale karsi furdum oni.

Finduk

Temel 'in üç oğlu varmış. Onlara findik getirmiş.
- Yiyin finduklari da pipiniz buyusun, demiş.
- Temel, piraz da sen ye, demiş karisi Fadime.

Bakış

Temel otobüse binmiş. Sormuşlar,
- Ne yaptın, pilet aldın mi?
- Piletci sankim pilet almamuşum gibi paga manali manali paktu.
- Peki sen ne yaptın?
- Pen de sankim pilet almişum gibi ona manali manali paktum.

Maske

Temel bir maskeli balonun yarışmasında kompozisyonuyla birinci gelmiş. Çırılçıplak, kafasında gaz maskesi, elinde bir demet çiçek ve orasında sallanan bir prezervatif. Jüriye göre: Çıplaklık fakirliği; Gaz maskesi hava kirliliğini;
Prezervatif de bedensel kirliliği simgeliyormuş. Bir demet Çiçek ise doğayy simgeliyormuş. Hayır diye itiraz etmiş Temel.
- Punu temek istemistum. Kaput kullanmak, çiçeği gaz maskesiyle koklamaya
penzer.

İşgücü

Temel arkadaşlarıyla çukur açıyormuş, bir grup da çukurları kapatıyormuş.
Ne yaptıklarını soranlara Temel şöyle cevap veriyormuş,
- Bir grup daha vardı, onlar da fidan dikiyordu,
bugün celmedular, piz de pizim isler ceri kalmasun diye çalişayruz.

Beklenti

Temel'e hani sen güzel bir dulla evlenecektin, ne oldu diye sormuşlar.
- Kocasının ölmesinu pekleyrum, demiş.

Islaklık

Temel ne zaman balığa çıksa, pantalonunun paçaları ıslak dönermiş.
Niye diye sormuşlar.
- Paluk tutarken sikilayrum, Sigara içeyrum. Pitince sigarami tenize
atip pasip söndüreyrum.

Tramplen

Temel :
- Yüzme havuzuna cittim, peni attilar
demiş. Nedeni sorulunca:
- Havuza işedum, demiş.
- Amaan herkes işiyor, seni niye kovdular, denince Temel şöyle cevap vermiş:
- Tramplenden işedum.

Kellik

Temel'in karisi Fadime çok kıskançmış. Temel'in elbiselerini kontrol eder saç bulursa cıngar çıkarırmış. Bir gün Fadime saç bulamamış, yine cıngar çıkarmış:
- Uyy Temel, şimtu kel karularla mi oynaşaysun?

Nişanlılık

İkisi de yetmiş yaşlarında olan Temel ile Fadime kendilerini bildi bileli nişanlıymışlar.
- Artık evlenmeliyiz, demiş Fadime.
- Amaan, cim alayi pizi bu yastan sonra, diye cevap vermiş Temel.

Paranoya

Temel ailesi yürüyerek bir yere giderken Temel yerde muz kabuğu görmüş,
- Ha uşaklar Tikkat edun, pirazdan yine tuşecağuz, demiş.

Çirkinlik

Cemal Temel'e evlenmesi için kız öneriyormuş.
- Senun yerinde olsam o cizla çözü kapalu evlenurdum.
- Neden, o kadar çirkin midur, diye sormuş Temel.

Sinyal

Temel'e bak bakalım arabanın sinyalleri çalışıyor mu, demişler.
- Çalisayi,
-Çalismayi,
-Çalisayi,
-Çalismayi.....

Avcı Temel

Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemekte. Karşılarına küçük bir delik cıkar.
Temel:
`Yatin yere, tavşan deliği !'
Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavsan çıkar. Avcılar hemen vururlar. Tekrar yürümeye başlarlar. Bir sure sonra büyükçe bir delik cıkar karşılarına.
Temel :
'Yatin yere, tilki deliği!' Yatarlar.
Biraz sonra tilki çıkar. Onu da vururlar. Tekrar yola düşerler. Bu defa daha büyük bir delik cikar. Temel :
`Yatin yere, ayı ini !' Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kisa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başinda dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakar.
Temel :
'Uşaklar ne çıkacağını bilmiyorum. Ama yatin yere, ne çıkarsa bahtımıza!' . . .
Ertesi gün gazetelerde :`Dört avci tren altında can verdi...'

Fitil

Temel ishal olmuş, gittiği doktor da "günde iki defa fitil" salık vermiş. Temel fitilin asıl kullanım şeklinden habersiz olduğundan, hap gibi yutmuş, ve tabii ki daha kötü olmuş. İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:
"Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?"
Temel kızmış,
"Yok, bi tarafıma sokuyorum."

İbne-Entel

Temel'e sormuslar:
-İbne mi olmak istersin entel mi?. Bizimki düşünmüş ve
-İbne demiş..! Herkes şaşırmış.. Demişler
-Niye böyle dedin? Temel cevap vermiş:
-O kadar kitabı kafama sokacagıma..

Yılan

İki laz yılan olan Temel le İdris yolda gidiyorlarmış. Birden Temel İdris'e dönüp :
- Ula İdris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu diye sormus. İdris şaşırmış
- Ula ne oldu gene demiı.
Temel de :
- Ula biraz önce dilimi ısırdim da,demiş :)

Temel İngiltere'de

Temel İngiltere'ye gitmiş, arabasıyla otobanda giderken bir anons duymuş
(fıkra bu fıkra, Temel İngilizce'yi nerede ogrenmiş deme)(:
- Delinin biri ters yönde gidiyor, dikkatli olun!
Temel:
- Hangi biri hangi biri, bu İnciluzlarin hepsi deli hepsi deli!

İsim Değişikliği

Temel ismini degiştirmek için mahkemeye başvurmuş.
Hakim demiş ki:
"Ne var oğlum niye ismini değiştirmek istiyorsun? Hem senin ismin ne bakalim ?"
Temel cevap vermiş :
"Temel Kıç".
Hakim :
"Tamam o zaman değiştirmekte haklısın, yeni ismin ne olsun istiyorsun?"
Temel :
"Dursun Kıç" olsun demiş.

Paraşüt

Temel ile Dursun paraşüt kursuna yazılır ve hafta sonları eğitim görmektedirler. Aradan aylar geçer ve eğitim tamamlanır. Yapılacak bir gösteri için prova yapmaktadırlar. Uçaktan atlarlar lakin
Dursunun paraşütü açılmaz,
Temel sorar:
"Dursun, paraşütün açılmadı ne düşünüyorsun?".
Dursun :
"Önemli degil yaa, demiş, gerçek değil ki prova yapıyoruz." :P

Temelle Yunan Askeri

Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş. Temel'in canı çok sıkılıyormuş. Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış. Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış. Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."

Su Derin mi?

Temel, dere kenarında oturuyormuş. Oradan jeeple geçmekte olan bir adam suyun derin olup olmadığını sormuş.
Temel:
- Derin değildir geçebilirsin demiş. Adamda Temel'e güvenerek suya jeepiyle girmiş. Jeep bir anda sulara gömülmüş. Kan ter içinde sudan çıkan adam Temel'in yakasına yapışmış:
-Hani derin degildi ulan.
Temel :
- Abi vallahi benim suçum yok, demin bir ördek geçiyordu su beline geliyordu :)

Sahte Dolar

Marketin birine bir turist gelmiş bir şeyler almış, sonra Türk parası çıkaramamış dolar uzatmış kasadaki adama. Adam para sahte mi degil mi diye kuşkuya düşmüş. Paranin orasına burasına
bakmış. Evirmiş çevirmiş anlayamamış sahte olup olmadığını. Bakmış böyle olmayacak parayı sırada bekleyen Temel'e uzatmış.
'Bir de sen bak hele' demiş.
Temel paranin bir altına bir üstüne bakmış sonra masanın üstüne atmış ve 'bu para sahte' demiş.
Herkes şaşırmış, nasıl anladın bu kadar çabuk demişler.
Temel de:
'Bunun üstünde Atatürk resmi yok' demiş.  :D:D

Temelin Treni

Temel bir gün tren kullanırken treni devirmis, 400 kisi ölmüş.
Amiri sormus:
"Oğlum nasıl oldu ?", demiş.
Temel:
"Tren rayına bir adam çıktı, onun yüzünden oldu.", demiş.
Amiri:
"Oğlum ezseydin o adamı da 400 kişi ölmeseydi ,"demiş.
Temel de:
"Ben de öyle düşündüm , adam raydan çıkınca onu ezmeye çalışırken tren devrildi ", demiş :)

Otelci Temel

Otelci Temel'in kapısıni bir gece bir İspanyol asilzedesi çalmış.
* Odanız var mı?
* Kimsunuz? -
* Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
* Haa, pu katar uşağu alacak yerum yok!

Tek Asker

Manevra varmış. Temel elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?
Temel cevaplamış. Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.
Temel bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse, deyince.
Temel dayanamamış ve :
-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa! :P

Temel Uçakta

Temel uçakla Trabzon'a gidecekmiş. Oturmuş bir yere rasgele... Asıl yer sahibi gelmiş;
Yer sahibi: Beyfendi burası benim yerim kalkar misiniz?
Temel: Hayir
Yer sahibi : Beyfendi burasi benim yerim kalkin
Temel: Hayir
Yer sahibi gider hostese başvurur.
Hostes: Beyefendi burası sizin yeriniz değil kalkar misiniz lütfen
Temel: Kalkmam
Hostes çare bulamayınca kaptana başvurur.
Kaptan, Temel'in kulagina bişey fısıldar ve Temel geçer arka tarafa oturur.
Herkes hayret etmiş biz bu kadar uğrastık kalkmadi acaba Kaptan nasıl kaldırdı bunu. Dayanamayıp sormuşlar kaptana:
Kaptan: Dedim ki Burasi Trabzon'a Gitmez

Temel'in Kaynanası

Temel bi gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. N'oldu diye sormuşlar.
Temel :
-Kaynanamı gömdük.
Kahvedekiler:
-Iyi de bu halin ne?
-Biraz direndi de.

Suda Kalma Yarışması

Temel, Dursun, Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış.Dursun 15 dakika, Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş 20 saat olmuş Temel in cesadi karaya vurmuş. Daha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler.
-"Üzülme"diye teselli etmek istemişler.
Fadime:
-"Önenli değil yarışı kazandı ya önemli olan o"demiş. :))

Temel'in İneği

Temel'in ineği hastalanmış. Komşusu Cemal'e gitmiş.
- Ula ineğun hastalanduğunda ne vermiştun?
- Tuz ruhi...
- Eyi......
Temel ertesi gün kosa kosa geri dönmuş...
- Ula ineğum öldi...
- O zaman benimci de ölmisti...

Kim Tanıyacak

Temelin biri birgün denize gider, soyunur elbiseleri sahilde bırakır. Çırılçıplak girer denize epey yüzdükten sonra döner gelir sahile bakar elbiseler yok. Çaresiz bir eli önde bir eli arkada adem gibi eve gider. Yolda yaşlı Temellerden birisi görür sorar uşağım bu ne hal Temel durumu anlatır, yaşlı Temel ula salak uşağım yüzünü kapat oni kim taniyacak der :)

Temel'in İcadı

Temel 1 sene çalışmış bir alet yapmış. Alet bir karış sopa ucundada bir jilet ve bir peynir. Bunu Ankara'ya götürmüş tescilletmek için. Demişler bu ne Temel anlatmış fare kapanı. Fare sopanın üstünden gelecek peyniri yerken boynu kesilecek demiş. Herkes demişki kesmenin olabilmesi için hareket lazım demişler ve Temel gitmis. 1 sene sonra gelmiş ayni alet ucunda peynir yok bu nasil çalışır demişler. Fare gelecek peyniri göremeyecek nerden benim peynirim deyip kafasını sallarken boynu kesilecek demiş :)

Temel ve Çoban

Bir gün dağda gariban bir çoban zengin ağasının yüzlerce koyununu otlatırken yanına birisi yaklaşmış.
Temel:
- Hey hemşerim kolay gelsin. Sana burda kaç koyun olduğunu söylersem bana bir koyun verirmisin. Gariban çoban biraz düşünmüş ve aklından:
"Ulan ben bile burada kaç koyun olduğunu bazen şaşırıyorum bu adam nerden bilecek demiş" ve Çoban:
- Tamam bilirsen al bir tane koyunu götür.
Temel:
- Tam 548 koyun var.
Çoban:
- Hemşehrim doğru bildin. Bir koyunu al götür.Tabi o adam gitmis koyunların arasına dalmış ve en irisini sırtlamış götürürken çoban seslenmiş.
Çoban:
- Hey...! Dur bakalım bende senin nereli olduğunu bilirsem koyunu geri
bırakacak mısın?.
Temel kabul edince Çoban:
- Sen Trabzon'lusun.
- Peki nereden anladin?
- 548 tane koyun içinden davar köpeğini sırtlayıp götüren Trabzonludan başkası olmaz da ondan.  :)

Ah Şu Medya!

Temel bir gün hamama gider. Herkezin üzerinde peştemal vardır ama temelin üzerinde bir gazete kağıdı sarılıdır ....
Temele sorarlar
- Temel hayırdır niye peştemal değilde gazete kagıdi
Temel cevap verir:
-Oğlum medya herşeyi büyütüyor..

Noşut

Temel Afrika'ya safariye gitmiş. İlk günün sonunda gece otelin lobisinde avcılar konuşuyormuş. İngiliz ben bugün 1 gergedan vurdum demiş. Fransız ben de 1 aslan vurdum demiş. Temel de ben de 1 noşut vurdum demiş. İngilizle Fransız anlamamış ama cehaletleri belli olmasın diye de sormamışlar. Ertesi gün yine ava gidilmiş gece yine toplanmışlar. İngiliz ben 2 kaplan vurdum demiş.Fransız ben de 1 fil vurdum demiş. Temel ben 4 noşut vurdum demiş.

İngiliz dayanamamış sormuş:
"Kusura bakma ama noşut nasıl birşeydir? Bunca yıllık avcıyım hiç duymadım."
Temel de "Ben de ilk defa burda gördüm. Kara kara birşeyler insana benziyorlar. Ellerini kaldırıp noşut noşut diye bağırıyorlar demiş.

Tecavüz

Kadının birinin arabasi otobanın ortasında bozulmuş. Kadın arabasını kenara çekmiş ve yardım bulabilmek amacıyla otobanın kenarında yürümeye baslamiş. Bu sırada yanına yaklaşan kötü niyetli bir adam kadına tecavüz etmeye kalkmiş. Kadın kendini korumak için çantasına uzanmiş ve eline aldiği bıçak ile adamın cinsel uzvunu hızla kesmiş. Kadin kestiği bu parçayı hızla uzaklara fırlatarak oradan kaçmış. Tam bu sırada İdris ile Temel otoyolda otomobilleri ile yol almaktadırlar. Adamin seyi gelir ve bizimkilerin camına çarparak seker.

Bunun üzerine Temel İdris'e dönerek :
Uy ula idris sinekteki mala bak uşağum ...

Süzme

Temelin 8 tane cocugu varmis ama hepsi de birbirinden salak, gerizekalıymış. Temel ve karisi Fadime doktora gitmişler.Durumu anlatmışlar. Böyle böyle biz artik çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1-2 kutu prezervatif vermis. Nasil kullanilacagini falan anlatmış yollamis. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamış Temel kara kara düsünmeye baslamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime "Dur ben sana dantelden örüvereyim demiş" Ölçüyü falan almis 1-2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay gecmiş Temel ile Fadime'nin 1 çocukları daha olmuş. Zamanla çocuk büyümüş, 9-10 yaşlarına gelmiş. Ama nasi bi cocuk zeki mi zeki, fırlama mı fırlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyo. Tum sinavlarda birinci, sporda tüm şehrin en iyisi, Köyün en zeki, atılgan çocugu olmuş.

Bir gün Temel kahvede otururken sormuşlar :
" Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nası oluyor da
bu kadar akıllı oldu?" Temel gerine gerine cevap vermiş :
" Süzme o, süzme."

Orman

Temel'le Dursun ormanda uyuyorlarken bir ara Dursun Temel'e sesleniyor:
-Temel, ormanin guzeligine bak!.
Temel:
-Agaclardan goremiyorum ki.

7 Eylül 2008 Pazar

HAVLU BÖYLE SALLANIR


Orta yaş üzeri bir İtalyan, son derece ateşli genç bir bayana aşık olmuş, aşkının karşılığını da aynı şekilde almış. Birbirlerini çok sevmişler, birlikte olmaktan çok mutlu olmuşlar ve evlenmeye karar vermişler. Evlenmişler...Dışarıda olağanüstü giden işler, yatağa gelince sorun olmaya başlamış. Karısını çok seven, onu her anlamda ve her alanda mutlu etmeyi isteyen adam, yatakta bir türlü istediği sonucu alamıyormuş. Sevgileri onları çözüm arayışına itmiş. Bir gün konuşurlarken, "Papaza danışalım" fikri çıkmış ortaya. Gitmişler papaza durumlarını anlatmışlar, ne yapabileceklerini sormuşlar. Biraz düşünen papaz, karı kocaya ilginç bir öneri yapmış:
- Genç bir delikanlı bulun. Eline bir havlu verin, siz sevişirken, havluyu sağa sola sallasın hafif bir rüzgar yapsın.
Karı koca büyük heyacanla havlu sallayacak genci aramışlar, bulmuşlar. Vermişler gence havluyu, atmışlar kendilerine yatağa. Delikanlı havluyu sallamış, ama eşler yine uyumsuz, yine sonuçsuz. Gitmişler yine papazın yanına, papaz sorunun çözülmediğini öğrenmiş, düşünmüş taşınmış ve kocaya dönüp demiş ki:
- Siz şu delikanlı ile bir yer değişin, havluyu sen salla bakalım ne olacak?
Karı koca papazdan aldıkları son öneri ile evin yolunu tutmuşlar, koca almış eline havluyu sallamaya başlamış, genç adam da genç kadınla başlamış sevişmeye. Tabi sonuç müthiş. Kadın aylar süren susuzluğunu giderirken, bağırış çağırış ortalık inlemiş. Havlu sallayan koca iş bitince, yatakta yorgun yatan genç adama dönmüş ve küçümseyici bir tavırla bağırmış:
- Gördün mü koçum? Havlu böyle sallanır!..

3 Eylül 2008 Çarşamba

dursun ve temelin kızı

Temel Dursun'a üniversite çagindaki kizini matematik dersi çalistirmasi için emanet eder.
Aradan 9 ay geçer.
Kizi karni burnunda eve döner.
Temel sinirle Dursun'un evine gider. Ve Dursun'a bagirir:
"Ne yaptun kizuma?!" Dursun cevap verir:
"Ne yapayum daa?!
Ders çalismiyordu. Koskoca kiz, dövsen dövülmez......"

papağan,fıkralar

bir gün adamın biri papaganı ile maça gider o zamaanlarda kilolu bir futbolcu varmış oda sahaya çıkınca herkes <şişko çıktı sahaya>
diye tezavrat yaparlar ardından bizimki kaleye şut çeker ve top kalenin yanından geçer bu kez taraftar diye bagırır ve maç biter ve adm yine paganı yanına alarak uçaga biner ve uçak düşer bu kezde uçagın düştügü yere çocuklar gelir veşöyle derler diye tekerleme yaparlar buarada bizim papagan bunları ezberlemektedir aradan uzun bir zaman geçer ve papaganı bir gazino sahibi
alır ve papaganı gazinonun baş köşesine koymuştur her neyse şişman bir bayan sahneye çıkar ve bizim papagan başlar
<şişko çıktı sahaya> der bayan sinirlenir ve papagana birtabak fırlatır ve tabak papaganın yanından geçer papaganda tekrar
mırıldanır diye bukez kadın sinirlenir ve bayılır papagan tekrar mırıldanır

avukat

Hakim sanığa sordu:
- Karakolda suçunu itiraf etmişsin sen, peki şimdi niye inkar ediyorsun?
- O zaman henüz avukat tutmamıştım. Şimdi suçsuz olduğuma ben bile inandım!