5 Aralık 2011 Pazartesi

Melek Mi?

Adam ölür ve öbür dünyada sorgusu başlar :

- Hiç içki içtin mi?
- Aman efendim...
- Kumar oynadın mı?
- Aman efendim...
- Kadınlarla aran nasıldı?
- Aman efendim, ben kim çapkınlık kim. Cebrail dönüp bağırır:
- Oradan bir çift kanat getirin! Adam çok sevinir :
- Melek oluyorum, değil mi efendim? der. Cebrail cevaplar:
- Hayır kaz oluyorsun!

15 Kasım 2011 Salı

nasıl çıkacak

Bizim afacanin yaramazlikta ustune yoktur
bir gun ailesi ile birlikte ,misafirlige giderler
bir ara sohbet esnasinda bizim afacan bir soru sorar
teyzecigim ,neden cok cikolata ve seker yiyorsun
teyzesi sorar ne oldu ki?
baksana cok sismanlamissin der ve ilave eder
annem bana cikolata ve seker yeme , sonra cok sisman olursun diyor
teyzesininde karni burnundadir bu arada
soyle karnini bir sivazlayarak derki
alicigim bu sismanliktan degil der
ali iyice meraklanmistir
peki neden de
teyzeside
bu sismanliktan deyil ,burada bebek var der
bizim afacan bir sey anlamamistir
soyle bir duraklamadan sonra
teyzecigim, bu bebek oraya nasil girdi, nasil cikacak

5 Kasım 2011 Cumartesi

Herkese bedava içki

Adamin biri bara girmis. Garson, herkese içki ver kendine de al demis. Içkiler içilmis garson hesap için gelince adam: Para yok demis. Tabi garson bunu bir güzel dövüp disari atmis. Diger aksam tekrar gelmis ve yine garson herkese içki kendine de al demis ve sonuçta parasi olmadigi için yine dayak yemis ve gitmis. Bu üç aksam böyle devam etmis. Dördüncü gün yine gelmis ve garson herkese içki fakat bu sefer sen içme, içince sapitiyorsun

Röntgen

adin gögsünden rahatsizmis ve bir röntgen mütehassisina gitmis. Doktor soyunun lütfen....demis. Kadin : Beyefendi ben utanirim isiklari kapatabilir misiniz acaba? diye sormus. Neyse doktor isiklari kapatmis bes dakika sonra kadin sormus: Doktor bey elbiselerimi nereye koyayim? Benimkilerin üzerine....

Tercih fıkrası

Iki mühendislik ögrencisi kampus içerisinde yürürken biri digerine sorar, "Bu muhtesem bisikleti de nereden buldun ?" Digeri cevap verir, "Dün tek basima dolasirken bir yandan da okulu bitirince ne is yapacagimi düsünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kiz geldi ve yanimda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine birakti ve üzerindeki bütün giysileri çikartti. Sonra da bana "Hangisini istiyorsan al" dedi." Diger ögrenci arkadasini dogrularcasina basini sallayarak, "Iyi seçim yapmissin, elbiseler belki sana uymayabilirdi".

Bedava

Bir gün sirketin genel müdürü sirketi içinde dolasmaya çikmistir. Tam ürün müdürünün ofisinin önünden geçerken onu sekreteriyle sarmas dolas bulur. Hisimla ofise dalar: "Biz sana bu kadar parayi bunun için mi veriyoruz?" Ürün müdürü istifini bozmaz: "Hayir, ben bunu bedavaya yapiyorum!"

Arkadaş jokeri

Keyifli bir aksamdan sonra, kari koca yataga girmisler. Adamin geceyi henuz bitirmeye niyeti yok.. hafif hafif yanasmis esine.
'Tatlim'demis.
'Bu gece soyle bir seviselim ister misin?.
'Olmaz' demis karisi.
'Bu gece olmaz'
'Emin misin?' demis kocasi.
'Eminim' demis kadin.
'Bu son kararinmi?'diye israret mis adam.
'Son kararim' demis kadin.
'O zaman' demis adam 'bir arkadasa telefon etme hakkimi kullanabilirmiyim?'

Dün yoktu

Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyor, bir gün bir Amerikali'yi aliyor basliyorlar gezmeye... Turist falanca sarayi görüyor ..
- "Bu ne kadar zamanda yapilmis diyor"
Temel de: "5 yilda diye cevap veriyor"...
Amerikali :
- "Yazik bizde olsa 1 yil .." biraz sonra filan camiyi görüyor
- "Bu ne kadar zamanda yapilmis" diye soruyor ..
Temel de ....
- " 2 yil" diye cevap veriyor ...
Amerikali :
- " Yazik be bizde olsa 3 ayda biterdi" diyor. Temel uyuz oluyor duruma..
Biraz sonra bir tarihi yapi daha görüyorlar.. Yine soruyor turist..
Temel..2 ay diyor, adam gene yazik be bizde olsa 1 haftada biter, diyor.
Temel iyice deliriyor, tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor..
Adam yukariyi göstererek bu köprü ne kadar zamanda yapildi diyor..
Temel saskin saskin bakislarla kafasini kaldirip ..
- "Hangisi ? Bu mu? Bilmem, bu dün burda yoktu .."

Karar

Dis hekiminin odasina giren genç ve güzel kadin:
-Ah doktorcugum, bu disi çektirmektense çocuk dogurmayi tercih ederim.
Doktor gayet sakin bir ifadeyle:
- Kararinizi çabuk verin koltugun ayarini ona göre yapacagim

Şef ne derse o

Teksasta haydutluk egitimi gören bir ögrenciyi azili haydutlarin yanina staja verirler. Ilk ders olarak bir posta arabasi soyulacaktir. Araba durdurulur; Sef haydut:
- "Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sirada stajer arabada yasli bir ninenin oturmakta oldugunu farkeder ve
- "Nine otursun bari" der.
Haydutlar hep bir agizdan
- "Sen karisma, sef ne derse o olur" derler.
Bu sefer sef;
- "Bütün paralarini alin" der.
Stajer yine atlar:
- "Yasli nineninkileri de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir agizdan
- "Sen sus, sef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alinmistir. Sef atina biner adamlarina döner ve
- "Bütün kadinlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konusacakken nine atilir:
- "Sen sus, sef ne derse o olur

4 Kasım 2011 Cuma

sayfayı çevireyim

Hoca bir gün camide vaaz veriyormuş hepte erkeklerin humarcı olduklarını, içkici olduklarını, yoldan çıkmış olduklarını falan anlatıyormuş. Oturanlardan birisi de:
- “Ya hoca bunların hepsini biz yapıyoruzda kadınların hiç bir suçu yok mu?”
demiş. Hoca kızgın:
- “Duruuun sayfayı çevireyim onlarında a…na koyacam”

nasreddin hoca fıkrası

Bir gun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi den mi kalmis, Kaalubela dan mi? Her ne ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hoca nin yuregine bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda:
“Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek!” diyecek olmus ama, hanci baba hic orali olmamis; sozu sakaya bogarak;
“Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti besik gicirtisi degil; tavan tahtalari Hak ka tesbih cekiyor!” demis.
Hoca nin kozu kullenirmi? Gozlerini hancinin gozune dikerek;
“Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih ceke ceke aska gelip de secdeye kapanirsa, bizim halimiz nice olacak!”

Ne yer ne içer

Nasrettin Hoca, bir köyde vaaz veriyormuş. Laf arasında Hazreti İsa nin göğün dördüncü katında olduğunu söylemiş…
Vaazdan sonra, bir kadın Hoca ya yanaşmış :
-Hazreti İsa, orada ne yer, ne içer ?, demiş.
Hoca nin tepesi atmış :
-Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip, içtiğimi sormazsın da, Allah ın peygamberini sorarsın!

3 Kasım 2011 Perşembe

Kızamık fıkrası

Bey, telefonu açıp seslendi :
-Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık.
-Biliyorum, dedi doktor, dün sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim, kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve..
-Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi öpmüş bir kere...
-Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı.
-Doktor bey, bir şey daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm...
-O... İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış olmalı.
-Ya..sonra ben karımı öptüm...ve doktor korkarak:
-Ne diyorsun be? Öyleyse ben de kızamık olacağım demek..

Hediye

Bir kadının bir süreliğine is seyahati için İngiltere ye gitmesi gerekmektedir. Kadının kocası esini havaalanına kadar götürür. Karisi: - "Teşekkür ederim kocacığım, senin için İngiltere den ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanıtlar: - "Bir İngiliz kızı istiyorum hayatim..." Kadın sessiz bir şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar. 2 hafta sonra adam karisini tekrar hava alanından almaya gider ve sorar: - "Hayatim gezin nasıldı?" Karisi: - "Teşekkür ederim hayatim çok güzeldi." Adam: - "Peki hediyem nerde?" Kadın: - "Ne hediyesi?" Adam: - "Hani bir İngiliz kız istemiştim ya..." Kadın: - "Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, simdi biraz beklememiz lazım kız olup olmayacağını görmek için..

100 öpücük

Yurt dışınnda yaşayan adam karısına bir mail gonderiyor: Sevgili karıcığım, bu ay maaşımdan sana para gönderemiyorum, onun yerine 100 öpücük gönderiyorum. Sen benim bir tanemsin. Kocan Allen

Karisi da ona cevap veriyor,

Sevgili askim,
Gonderdigin 100 öpücük için tesekkür ederim. Masraflar söyle;
1- Sütçü bir aylik süt için 2 öpücügü kabul etti,
2- Elektrikçi 7 öpücükten sonra anlasmaya razi oldu,
3- Evsahibi kira için hergün 2-3 defa ugruyor,
4- Bakkal sadece öpücüge razi olmadi, ona ilave baska seyler de verdim,
5- Diger masraflar toplam 40 öpücük...

Beni lütfen merak etme, daha 35 öpücük bakiyem var ve bu ayi
çikarabilirim.
Gelecek ay için ne yapmaliyim? cevabını bekliyorum.

Sevgili karin Josephine

2 Kasım 2011 Çarşamba

Bu kadar o... çocuğuyla ne işim var

Günün birinde alman,Fransız,İngiliz ve daha bir çok ülkenin zengini
aralarına bizim TEMEL`i de alarak gönüllerince eğlenmek için uçakla seyahate çıkmışlar.

Eğlence adına her şeyi yapıp bol bol da içki tükettikleri bir an Alman birden uçağın kapısını açıp bırakın beni,ölmek istiyorum,Temel sormuş ulu uşağım hadi süle bakim neden da?

Alman benim annem kötü kadındı yani or... demiş ve atlamış.

Aradan daha on dakika gedmemişken bakmışlar bu sefer Fransız aynı nidayla kapıyı açıp atlamış.

Temel bir düşünmüş, bir düşünmüş tam atlayacak biri tutmuş, yarım
yamalak bir türkçeyle oğlum sen neden atlıyosun, yoksa???

Temel yooo demiş öyle diil da uşaum
Adam sormuş peki neden?
Temel :
-ula uşağım benim bu kadar or..... çocuğu içinde ne işim var da demiş

İlk deneyim

Evin oglu odaya girer ve Babasina

- Babacigim bugun ilk defa cinsel iliskiye girdim der

babasi mutlu bir sekilde

- Bu cok guzel oglum gel oturda anlat bakalim der

genc yanit verir : - Anlatayim da baba oturamiyorum

Dünyanın en akıllı adamı nasreddin hoca

Bir kesis dünyanin en akilli adamini bulmak için diyar diyar geziyormus sira nasreddin hocanin köyüne gelmis ve köylülere sormus.
- sizin köyün en akilli adami kim?
demis. Köylülerde:
- nasreddin hoca demis.
bunun üzerine kesis köy meydaninda hoca ile görüsmeye baslamis ve eline bir çomak almis yere bir daire çizmis nasreddin hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüs kesis bir dogru daha çizerek daireyi dörde bölmüs hocada dörde bölünmüs dairenin üç dilimine çarpi isareti koymus kesis elleriyle asagidan yukariya dogru hareket yapmis hocada yukaridan asagiya yapmis ve kesis
büyük bir hayranlikla hocayi tebrik etmis.

Olup bitenden bir sey anlamayan halk kesise ne oldugunu sormus kesisde :
- Bu adam gerçekten dünyanin en akilli adami yere dünya çizdim
o ortadan ekvator geçer dediben dünyayi dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi ben yerden buharlasma sonucunda ne olur dedim o da yagmur yagar dedi.

Bu sefer hocaya neler oldugunu sorar halk hoca da:
- Bu adam oburun biri yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarisi benim dedim daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim o da tepsi altindan atesi hafif hafif almali dedi ben de üstüne findik fistik ekelersek daha iyi olur dedim

hemen sizin eve yetiş

Dursun ile Temel yolda karşılaşırlar,

Dursun arkadaşı Temel'e :
-Ula Temel, 3'lü sexten hoşlanirmisun?

Temel : -Evet, en sevdiğim fantazimdur da.

Dursun: -İyi o zaman, acele sizin eve yetiş...

İlk ameliyat

bir gün adam amelyat olucakmış....doktora doktor bey b benim ilk amelyatım demiş.. doktorda merak etmeyin benimde ilk amelyatım bu demiş..

Dikkat

Kadın doktora gittikten sonra eve geldi ve kocasına müjdeyi verdi:
- Hamileyim!
Adam şaşkınlık içerisinde:
- İmkansız!.. Ben hep dikkat ederim...

Emin olmak için doktoru ziyaret etti:
- Anlayamıyorum doktor, dikkat etmiştim.

- Bakın bayım... Bu araba kullanırken dikkat etmeye benzer. Siz dikkat edersiniz ama başkası gelip çarpar!..

Yasak

Bir cift , gol kiyisina tatile gider..
Golde bazi bolumlerde balik avlamak yasaktir...
Koca yasak olmayan bolumlerde avlanarak , kadin da kitap okuyarak gunlerin gecirmektedirler. Derken bir gun adam balik avlamaktan gelir ve ogleden sonra kestirmek uzere odasina cekilir. Kadinin cani sikilir ve botla golde bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti umdugu gibi gitmez ve botun hakimitiyetini yitirir. Bot gol uzerinde serbsetce dolasmaya baslar. Kadin da yapacak bir sey olmadigi icin cikarip kitabini okumaya baslar. Derken devriyeye cikmis olan serif kadini gorur ve yanina yanasir..
"Hanfendi burada ne yapiyorsunuz?"
"Gormuyormusunuz kitap okuyorum."
"Ama bu bolgede balik avlamak yasaktir."
"Zaten ben de balik avlamiyorum"
"Ama gerekli butun ekipmana sahipsiniz, sanirim sizi karakola goturup ceza kesmem gerekiyor."
"Eger boyle bir sey yaparsaniz ben de bana tecavuz ettiginiz soylerim."
"Size dokunmadim bile..!!"
"Ama gerekli tum ekipmana sahipsiniz, degil mi?"

Eczacı baba

ali bu akşam bize gel seni çok arzuluyorum. önce annem ve babamla sofraya oturur yemek yeriz, sonra da benim odama geçip ders çalışıyormuş gibi yapıp sevişiriz.” demiş. doğru dürüst kız arkadaş tecrübesi olmayan ali de hemen eczaneye koşmuş ve eczacıya “bey amca bu akşam kız arkadaşımın evine gidip ailesiyle yemek yedikten sonra odaya geçip ateşli bir sevişme yaşayacağız, bana yardım eder misin?” demiş ve eczacı da hemen bir kutu prezervatif verip ali’nin sırtını sıvazlamış. akşam eve elinde çiçeklerle giden ali, eve girip sofraya oturduğunda ayşe’nin anne babasıyla selamlaşıp başını önüne eğerek dua etmeye başlamış. duanın bir türlü bitmediğini gören ayşe, ali’ye eğilerek “ali bu kadar dindar biri olduğunu bilmiyordum.” demiş. ali de “ben de babanın eczacı olduğunu bilmiyordum.” demiş

1 Kasım 2011 Salı

Temel Amerikada

temel amerikaya gelir ve havaalaninda pasaport islemleri gercekleşmektedir:
- what's your name sir?
-temel
-surname?
-kaya
-sex?
temel gayet sakin cevaplar
- 3 times a week
memur sasirir ve soyle der:
- sir you misunderstood me ..i mean male? or female?
temel yine hemen cevabi yapistirir.
- doesn't matter

Gerdek gecesi

ali ile ayşe birbirini seven iki gençtir. yakında evlenme kararı alırlar. ali ise evleneceği kızın bakire olmasına önem verir. bu durum ayşe için sorun. ali'den ayrılmamak için ali'ye yalan söyler. ama evlenince foyası çıkacağı için telaşlıdır. mahallelerinde oturan yaşlı bir teyzeye gider ve durumu anlatır. yaşlı kadın evlenirken bende senin durumdaydım ama bir plan yaparak o işi hallettim. sanada bu planı anlatacağım. kadın başlar anlatmaya: gerdek gecesi yatağın kenarına kırmızı mürekkep koy ilişkisi sırasında bu mürekkebi yatağa dökersin. erkekler salaktır anlamaz der. neyse ayşe hemen planı uygulamaya başlar ve evleneceği gün kırmızı mürekkebi yatağın kenarına koyar. o günde evin küçük kızının ödevi vardır. kırmızı mürekkeple yazı yazacaktır. yatağın kenarındaki mürekkebi alır kimse anlamazsın diye yerine yeşil mürekkebi koymuştur. neyse çift evlenir gerdeğe girerler. kız planı aynen uygular. iş bitince erkek ışığı yakar. durum ortadadır. her yer yemyeşil olmuştur. kız şimdi yandım derken, ali gururlu bi şekilde ayağa kalkarak biz bu işi yaptı mı safra kesesini bile patlatırız.

Temel fadime fıkraları

temel fadime 'yi telefonla aramıs demiş ki:
la fadime bu aksam mutlaka bize gel çünkü evde kimse olmayacak .
fadime aksam eve bir gider ki evde kimse yok

31 Ekim 2011 Pazartesi

önce sıçacak

Kaptan pilot uçagi kaldirmis, Amerikaya uçuyorlarmis. Yolculara gereken anonsu yapmis ve fikra o ya, anonsu kapatmayi unutmus.

Uçagi otomatik pilota baglamis ve sööle gerindikten sonra kendi kendine konusmaya baslamis.

-"Oohhhh bee, gidip sööle güzel bi siçayim, sonra da hostesi güsseellll bikeyim demis."

Tabi bütün yolcular duymus. Hostes durumu kurtarmak, pilota haber vermek için tam kosacakmis ki, birinin valizine takilip düsmüs.

Adamin biri hostesi yerden kaldirirken

-"Acele etme bacim herif önce siçacak" demis

çılgın sarışın

Kahraman görevli Sarışın bir gün ata binmeye karar veriyor. Daha önceden hiç ders almamasına rağmen yardım istemeden sıçrayarak atın üstüne çıkmayı başarıyor. Ancak atın üstüne çıktığı anda at harekete geçiyor ve hızlanarak yola koyuluyor.

Biraz ürken sarışın atın boynuna sıkıca tutunuyor. Bu arada at biraz daha huysuzlanarak üstündekini atacakmış gibi çırpınmaya başlıyor. Sarışın atın altına doğru kayarken can havli ile atın yelesine tutunuyor.

Bir eli yelede bir ayağı üzengide yere deşecek gibi hızla hareket eden atın altında durmaya çalışırken, lunaparkın kahraman görevlisi gelerek atlı karıncayı durduruyor...

firavun yazıları

Bi gün Firavun yazmanlarini toplamis. "Ben ne dersem onu yazin" demis.
"Ben" demis adamlar firavun resmi çizmisler. "Misir in" demis piramid çizmisler.
"Anasini" demis bi kadin çizmisler. "Avradini" demis bi kadin daha çizmisler.
"Skiim." demis adamlardan biri duraklamis; " Skiim tek tasakla mi çift tasakla mi
yaziliyo?".

24 Eylül 2011 Cumartesi

Çiftleşirken Yakaladım

Temel ava çıkmış. Hiçbir şey yakalayamayınca da eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Eve gelmiş, Fadime sormuş:

- Bu nedir Temel, soyulmuş tavşanı nasıl avladın?

Temel:

- Çiftleşirken yakaladım, giyinmeye fırsatı olmadı..

21 Eylül 2011 Çarşamba

İdrar Tahlili

Temel hastaneye gider. Girişte birinin ağladığını görür. Yaklaşır ve sorar:

- Hayrola hemşerim? Neden ağlıyorsun?

Adam:

- Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler, der demez bu sefer de Temel hüngür hüngür ağlamaya başlar. Ne olduğunu anlayamayan adam Temel'e sorar:

- Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlamaya başladın şimdi?

Temel cevap verir:

- Ben idrar tahlili yaptırmaya geldim...

29 Nisan 2011 Cuma

Senin Kadar Güzel Anlatamıyorum

Uzun yıllardır görüsmeyen Temel'le İdris bir gün tesadüfen karşılaşmışlardı. Sakin bir yere oturup saatlerce sohbet ettiler. Bir ara Temel:

- Ula İdris, senin ufak bir kızın vardı, kocaman olmuştur, ne yapıyor o şimdi, diye sordu.

- Valla Temelciğim benim kız çok güzel bir iş buldu. Patronu onu çok seviyor. Ankara'dan ve İstanbul'dan birer ev aldı kızıma. Altına son model bir araba çekti. Kürkler kat kat elbiseler, ayakkabılar alıyor. Şükür iyi bir iş buldu kızım. Sahi benim kızla yaşıt bir de senin kızın vardı. O ne yapıyor simdi? deyince; Temel derin bir nefes aldıktan sonra:

- Valla İdrisçiğim benim kız da orospu oldu ama ben senin kadar güzel anlatamıyorum...

28 Nisan 2011 Perşembe

Latincesi Ne?

Hasta, doktora derdini anlatır:

- Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım çalışmak da istemiyor.

- Şikayetiniz bunlar mı?

- Evet.

- Bunun adı tembellik.

- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?

Patrona Çok Yakınız

Uçakta hostes, papaza sormuş:

- Viski, cin, şarap... Ne emredersiniz?

- Kaç metrede uçuyoruz kızım?

- On bin metredeyiz peder!

- O halde sen bana su getir kızım, patrona çok yakınız, ayıp olur!

Uyanık Şarapçı

Şarapçı hocaya sormuş:

- Hocam, şarap günah mı?

Hoca:

- Tabii, günahtır.

Şarapçı:

- Peki hocam üzümün pekmezini yiyorsun, suyunu içiyorsun, kendisini yiyorsun, peki şarabını niye içmiyorsun?

Hoca hemen karşılık verir:

- Peki sen ineğin etini yiyorsun, sütünü içiyorsun, yoğurdunu yiyorsun peki bokunu niye yemiyorsun..

Zebani'ye Gerek Yok

Temel ölmüş. Hesap kitap derken cehennemlik olmuş. Bir tane zebani Temel'i cezasını çekeceği çukura doğru götürüyormuş. Her milletin ayrı bir çukuru varmış ve her çukurun başında da bir zebani duruyormuş ve çıkmaya çalışan olursa mızrağıyla iterek geri düşürüyormuş. Sadece Türkler'in başında zebani yokmuş. Temel merak edip:

- Neden Türkler'in başında zebani bulunmuyor? diye sormuş. Zebani de gerek yok. Zaten onlardan biri çıkmaya çalışırsa diğerleri de onu çekip geri düşürüyorlar, demiş.

Onu da Sonra Yeriz

Trenle İstanbul'a yolculuk eden Kayserili tanıştığı arkadaşıyla biraz sohbetten sonra çantasından çıkardığı pastırmalı yiyeceklerden arkadaşına da ikram eder. Arkadaşı:

- Sağol benim basurum var ben yemeyeyim deyince.

Kayserili gayet ılımlı bir tavırla:

- Olsun! Onu da biraz sonra yeriz demiş.

Babasının Adını da Açıklarım

Kaliteli şarap üreten ünlü bir firmada çalışan çeşnicibaşı ölür. Yerine yenisini bulmak için ilan verilir. İlanı gören kirli görünümlü‚ saç baş dağınık‚ tam bir ayyaş başvurur. Patron; bir taraftan paspal görünen bu adamı başından nasıl defedeceğini düşünürken‚ diğer taraftan da onu sınamaya karar verir. Ona içmesi için bir bardak şarap verirler. Sarhoş adam bardağı kafasına diker:

- Muscatel kırmızı üzüm! Güney yamaçlarda büyümüş‚ 3 yıllık ve çelik kaplarda olgunlaştırılmış..

Patron şaşırır:

- Doğru! der ve ikinci bardağı uzatır. Bizimki yine bardağı kafasına diker ve dilini şapırdatır:

- Bu da güney-batı eğimli yamaçlarda yetişmiş Cabarnet kırmızı! 8 yıllık ve meşe varillerde saklanmış.

Şaşkınlığı daha da artan patron:

- Doğru! der ve sekreterine göz kırparak bir şeyler ima eder. Patronunun ne dediğini anlayan sekreter doğru tuvalete gider ve beyaz şaraba çok benzeyen bir bardak dolusu idrarla geri döner. Bizim sarhoş düşünmeden bu bardağı da kafasına diker:

- Hımmm.. Bu bir sarışın! Hem de 26 yaşında ve üç aylık hamile! Eğer bu işi bana vermezseniz babasının adını da açıklarım!..

Daha Vuramadılar mı?

Kraliçe Elizabeth günün birinde Trabzon'a ziyarete gelmeye karar vermiş. Bunu duyan valilik de başlamış karşılama hazırlıkları yapmaya. Kraliçe'nin gemisi ufukta görüldüğü andan itibaren 40 pare top atışı başlamış. Temel de o sırada evinde uyuyormuş‚ top atışlarına uyanmış. Çıkmış gitmiş kahveye Dursun'un yanına‚ demiş.

- Ula Dursun savaş mı çıktı‚ ne diye top atıyorlar?

Dursun:

- Bilmiyor musun? Kraliçe Elizabeth Trabzon'a geliyor?

Temel:

- Ula sabahtan beri top atıyorlar‚ bir karıyı vuramadıler mı daha?

Dua Et İstanbul'dayım

Temel'in köyünde erkekler yaz geldiğinde İstanbul'a çalışmaya gidiyormuş‚ bir tek Temel gitmiyormuş. 3 sene 5 sene geçmiş‚ millet artık dedikodu yapmaya başlamış. Dedikodular dayanamayan Fadime:

- Temel bu yaz sen de gideceksin İstanbul'a‚ millet dedikodu yapıyor.

- Yok demiş, ben gitmem. Terasa saklanırım dışarı da çıkmam‚ sen de Temel gitti dersin soranlara.

Neyse yaz gelmiş herkes gitmiş İstanbul'a‚ Temel de çıkmış terasa‚ başlamış saklanmaya.

İstanbul'dan köye ilk dönen Dursun olmuş‚ bakmış Temel de İstanbul'da. Gitmiş Fadime'ye.

- Fadime hatırlıyor musun? Seninle samanlıkta az fındık kırmamıştık gençken, diye girmiş muhabbete ve daha da ilerletmiş işi.

Temel de terastan izleyip‚ kendi kendine söyleniyormuş:

- Ula Dursun dua et İstanbul'dayım‚ yoksa...

27 Nisan 2011 Çarşamba

Uçaktaki Laz

Bir uçakta 58 Kayserili ile 1 laz yolculuk yapıyorlarmış. Kaptandan bir ses gelmiş:

- Uçaktaki ağır eşyaların hepsini atın, yoksa düşeceğiz.

Bunun üzerine tüm ağır eşyalar atılmış. 10 dakika sonra kaptan tekrar seslenmiş:

- Uçağın sağ kanadını koparmak zorundayız, yoksa düşeceğiz.

Kanadı da koparmışlar. Sonra kaptan tekrar seslenmiş:

- Sol kanadı da koparacağız.

Uçak kanatsız ilerlerken kaptan seslenmiş:

- Kusura bakmayın ama uçağın alt kısmını kesmezsek hepimiz öleceğiz.

Tüm yolcular yukarıdaki tutacaklara tutunmuşlar ve alt kısım kesilmiş. Yolculuk devam ederken kaptan:

- Bu son isteğim malesef kontrolü sağlayamıyoruz o yüzden içinizden 1 kişinin atlaması lazım, der.

Bunun üzerine 58 Kayserili, laza döner; laz ise başını sallayarak şöyle der:

- Tamam tamam anladım ama hani alkış...

Kayserili ve Temel

Bir gün Temel, Kayseri'ye gider. Kayseri'de bir binaya bakarken Kayserili'nin biri yanına gelir:

- Kaçıncı kata baktıysan o kadar para vericeksin, demiş. Söyle bakalım kaçıncı kata baktın:

- 5, demiş Temel.

- İyi o zaman 5 bin lira vereceksin demiş, Kayserili.

Temel de çıkarmış vermiş 5 bin lirayı. Sonra da içinden demişki:

- Bir de Kayserili'lere uyanık derler. Ben 13. kata bakmıştım..

Sağır Numarası Yapma

Öbür dünyaya gelenler sıraya sokuluyor, uygun adım yürüyüşle sırat köprüsü başına sevkediliyordu. Baş melek, gelen bir grup erkeğe:

- Dur! buyruğunu verdikten sonra: Karısını aldatanlar kendilerini buradan aşağıya, cehenneme atsınlar!!

Gelenlerin hepsi kendini attı, bir kişi kaldı. Baş melek ona döndü:

- Hey sen! Sağır numarası yapma! At kendini sen de!

Azrail ve Huzurevi

Huzurevinde yaşayan 3 yaşlı kadın bir gün Azrail gelir de canımızı alırsa vaktimiz daralıyor diye oturup kara kara düşünmeye başlamışlar.

Birgün yaşlılardan birisi buldum demiş:

- Azrail gelince bebek taklidi yapalım bizi bebek sanır ve daha bunların vadesi dolmamış diyerek belki geri döner, demiş.

Diğerleri de onaylamışlar bu fikri. Bir gece Azrail gelmiş bunu anlayan yaşlı kadınlardan biri başlamış; "Mammaa..." demeye diğeri; "Anneee..." diye ağlamaya başlamış bir diğeri ise; "Ingaaa.." diye feryadı basmış. Azrail usulca yanlarına sokulup hadi bakalım; "Addaaa..." demiş..

Yoksa İstifa mı?

Ders yılı sonunda sınıfta kalan öğrencilerden biriyle öğretmen arasında şu konuşma geçer;

Öğretmen:

- Bir daha sınıfta kaldığını görmeyeceğim, anladın mı?

Öğrenci:

- Yoksa istifa mı ediyorsunuz, öğretmenim?

26 Nisan 2011 Salı

Tüm Takımlar Yanınızda

Kocası sabah karanlığında balığa çıkmayı, sarışın kadınsa kitap okumayı çok seviyormuş. Bir gün adam bir kaç saat balık avından sonra eve yorgun bir şekilde gelir ve uyumak için yatağa geçer. Sarışında fırsat bu fırsat deyip kocasının kayığına binip, çevreyi tanımadığı halde denizde biraz açılır, sonra bir yerde durur ve kitabını eline alıp okumaya başlar. Bir süre sonra güvenlik gelir ve sarışına:

- Günaydın, siz burada ne yapıyorsunuz? diye sorar.

Sarışın da:

- Kitap okuyorum, der.

Bunun üzerine görevli adam:

- Burada avlanmak yasak, der.

Sarışın da:

- Ben zaten avlanmıyorumki, görüyorsunuz, der.

Görevli de:

- Ama gördüğüm kadarıyla avlanmak için gerekli olan tüm takımlar yanınızda. Sizi maalesef buradan götürüp ceza yazmak zorundayım, der.

Sarışın da:

- Eğer siz bunu yaparsanız bende size tecavüz davası açarım, der.

Görevli de:

- Fakat ben size dokunmadım bile, der.

Bunun üzerine sarışın:

- Ama gördüğüm kadarıyla tüm takımlarınız yanınızda, diye cevap verir.

Fadime ve Doktora

Temel'in karısı Fadime ile köydeki doktor işi pişiriyorlarmış. Bu durum köydeki herkesin dilinde, yalnız Temel bilmiyor. Kimse de korkudan Temel'e durumu açıklayamıyor. Köylü durumu Temel'e nasıl anlatırız diye kara kara düşünürken; Dursun:

- Merak etmeyin uşaklar ben Temel'e söylerim, demiş.

Dursun akşam kahveye gitmiş. Temel bir köşede çayını içiyor, Dursun Temel'i görünce yüksek sesle sormuş:

- Ha Temel uşağum, senin Fadime ne zaman profesör oluyor?

Temel:

- Ula Dursun benim karı okumayı yazmayı zor söker. Profesör olmak kim o kim?

- Ne bileyim der Dursun, köyde herkes Fadime doktora veriyor diyor da...

AIDSli misin?

Sarışının birisi erkek arkadaşıyla seks yaparken sorar;

- Sende AIDS yok değil mi?

Adam:

- Hayır, der ve devam ederler.

Biraz sonra tekrar sorar:

- Gerçekten sende AIDS yoktu değil'mi?

- Hayır dedim ya, hem niçin durmadan soruyorsun?

Sarışın cevaplar:

- İkinci kez yakalanmak istemiyorum da...

Çok Şükür Tam Tersi

Patron fabrikada personelini toplar ve onlara bir konuşma yapar.

- Arkadaşlar dün rakip fabrikayı gezdim. Gördüm ki onlarda personelin yarısı eşek gibi çalışıyor, diğer yarısı da miskin miskin pinekliyor. Çok şükür bizim fabrikada durum bunun tam tersi.

TOP Olsun

Adamın biri ismini değiştirmek için konsolosluğa başvurur. Masa başındaki memur sorar:

- Adınız beyefendi?

Adam:

- Erkeklerden hoslanan delikanlı..

Memur:

- İsminiz ne olsun?

Adam:

- TOP, bari kısa olur...

Cimri Patron

Çok cimri olan bir patron, bir o kadar da şakacıdır. Bir gün elemanlarından birinin yanına gelir ve konuşur:

- Sana hak ettiğinin beşte birini bile vermediğimin çok iyi farkındayım evladım...

Elemanın gözleri parlar ve sorar:

- Yani, yani patron?

- Ama... Hepten aç kalmana da gönlüm razı olmuyor...

Patronluk İşte

İnşaat sektöründe çalışan bir işçi patronuna önceki gece gördüğü rüyayı anlatmaya başlar:

- İkimizde uçakta giderken aşağıya düşüyoruz. Siz bal çukuruna ben bok çukuruna der. Tabiki bunu söyledikten sonra patron kasılır:

- Eee patronluk işte der..

Bunun üzerine işçi:

- Garip olan bu zaten ikimizde birbirimizi yalayarak temizliyoruz.

Patrona Yakalanıyordum

Fabrikada çalışan üç kafadar isçiden biri Kayserili, biri Adanalı, biri de bizim Trabzonlu Temel'dir. Bunlar çalışırlarken hergün patronun erkenden işten ayrıldığını fark ederler. Uyanık Kayserili diğer iki arkadaşını cağırır:

- Bakın, patron böyle erkenden çıkıyor ve dönmüyor. Biz de o çıktığı zaman peşinden çıkıp gidelim.

Diğerleri bu teklifi hemen kabul ederler. O gün patron gene erkenden çıkar. Bizim üç kafadar da hemen peşinden dışarı seğirtirler. Kayserili doğruca evine gider ve yatar. Adanalı hemen bir kebapçıya gidip güzelce karnını doyurur. Temel de evine gider.

Temel, yatak odasından gelen sesler üzerine kapıyı sessizce açar. Yatakta karısına sarılmış bulunan patronunu görür ve kapıyı sessizce kapatıp oradan çıkar. Ertesi gün Kayserili ve Adanalı o gün de patronun peşinden çıkmak üzere plan yaparlar. Temel'i çağırırlar ve bugün de erken çıkacaklarını söylerler. Temel hemen itiraz eder.

- Yok uşaklar ben çıkmam! Dün az kalsın yakalanıyordum!

Postanedeki Şerefsizler

Postanede çalışan memurlar yılbaşı günü Noel Baba'ya yazılmış bir mektuba rastlarlar. Tabii Noel Baba diye birisi olmadığı için mektubu kendileri açıp okurlar. Mektupta söyle yazıyordur:

- Sevgili Noel Baba... Ben 10 yaşında bir çocuğum. Hiç kimsem yok. Yetimhanede kalıyorum. Diğer arkadaslarıma birçok hediye geldi ama bana hiç hediye getiren olmadı. Senden üç sey istiyorum. Bana bir kalem, bir kalem kutusu, bir de ayakkabı gönderirsen çok sevinirim...

Memurlar mektubu okuyunca çocuga çok acırlar. Kimsesiz çocuğu mutlu etmek ve Noel Baba'ya olan inancını sarsmamak için kendi aralarında para toplayıp hediyeleri kendileri almaya karar verirler. Kalem ve ayakkabıyı alırlar, para yetmediği için kalemkutusunu alamazlar. Aldıkları hediyeleri gönderdikten günler sonra çocuktan tesekkür mektubu gelir. Mektup şöyledir:

- Sevgili Noel Baba, gönderdiğin hediyeleri aldım. Beni çok memnun ettin. Gönderdiğin hediyelerden birisi gelmemiş. Onu da herhalde postanedeki şerefsizler almıştır.

Efes Pilsen Fıkrası

Dünyanın en ünlü bira fabrikalarının patronları toplantının yapıldığı otelin barına uğramış... Corona'nın patronu gelmiş, barmene seslenmiş:

- Çek bir Corona!..

Bir süre sonra Budweiser'in patronu bara yanaşmış:

- Ver bir Bud!..

Miller'ın patronu da bara oturmuş:

- Miller!..

Ardından Efes Pilsen'in patronu bara gelmiş:

- Bir kola alayım lütfen...

Diğer patronlar kendisine hayret dolu gözlerle baktığında şu cevap gelmiş:

- Madem hiçbiriniz bira içmiyorsunuz,katılayım dedim...

25 Nisan 2011 Pazartesi

Erzurumlu ve Bilgisayar Fıkrası

Erzurumlu işyerine bilgisayar ve stok programı alır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır.

Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:

- Kardeşim sizin anlattığınız gibi yapirem fakat program düzgün çalışmiir.

Teknik servis elemanı sorar:

- Nasıl yapıyorsunuz?

- Senin anlattığın gibi.

- Hata ne?

- Yazdığım bilgiler kaydetmeme rağmen saklanmir.

- İşlem basamaklarını tek tek anlatın.

- Tamam diyor ve başlıyor anlatmaya...

- Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim
fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıktan sonra senin anlattığın gibi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliyir: Kaydetmek ister misiniz? E/H yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee...

Ateş Verin Ateş

İngiliz, Fransız bir de Temel varmış. Bunları bir deney için uzaya gönderceklermiş. İngiliz'e sormuşlar:

- Uzayda yanına ne alırsın?

İngiliz:

- Bana sınırsız bira verin demiş.

Fransız'a sormuşlar oda şarap istemiş. Temel'e sormuslar:

- Uşağım bana sınırsız sigara verin, demiş.

Bunları uzaya göndermişler aradan baya bi zaman geçmiş bunlar geri geliyorlar. İngiliz'e sormuşlar:

- Nasıl geçti günlerin?

İngiliz sarhoş bi şekilde iyi geçti demiş. Fransız'da aynısını demiş. Bizim Temel gelir gelmez:

- Ateş verin len ateş demiş..

Katı, Sıvı, Gaz

Olay, ilkokulu dışardan bitirme sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışardan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş, acıyor adama; “Maddenin üç halini yazınız” sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor:

- Katı, Sıvı, Gaz...

Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kagıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kagıtların birinde aynen şöyle yer alıyor:

- Katır, Sığır, Kaz...

2 Mart 2011 Çarşamba

FALCI


Sarkozy falcıya gider; Falcı konsantre olarak gözlerini kapatır ve konuşur:
- Sizi büyük bir caddeden üzeri açık bir araba ile geçerken halkın yaptığı tezahürati görüyorum.
Sarkozy sırıtır ve sorar:
- Peki halk memnun mu gözüküyor?
- Evet her zamanki gibi,
- Halk arabanın etrafında koşuşturuyor mu?
- Evet, arabanın etrafında deliler gibi koşuşturuyorlar!.. Polis yolu acmakta zorlanıyor.
- İnsanlar bayrak taşıyorlar mı?
- Evet, hem Fransa bayrakları hem de umut ve güzel bir gelecek vadeden pankartlar taşıyorlar.
- Sahi mi? İnsanlar bağrışıp sarkı da söylüyorlar mı?
- Evet, insanlar umut dolu "Oh, şimdi her şey daha iyi olacak!" diye bağırıyorlar.
- Peki, ben bu hareketlere nasıl bir tavır gösteriyorum?
- Bunu göremiyorum.
- Nicin?
- Çünkü tabut kapalı!..


VOYANTE


Sarkozy consulte une voyante : La voyante très concentrée ferme les yeux et lui dit:
- Je vous vois passer dans une grande avenue, dans une voiture, le toit ouvert, le peuple brandissant.
Sarkozy sourit et lui demande :
- Alors la foule est heureuse ?
- Oui comme jamais.
- Et les personnes qui courent après la voiture ?
- Oui, autour de la voiture comme des fous. La police a du mal à se frayer un chemin.
- Les gens porteurs de drapeaux ?
- Oui, drapeaux et bannières de France avec des mots d'espoir et d'un meilleur avenir.
- Vraiment ? Et les gens crient, chantent ?
- Oui les gens crient des phrases d'espoir : "Oh! Maintenant, tout ira mieux !!!"
- Et moi, comment je réagis à tout cela ?
- Je n'arrive pas à le voir.
- Pourquoi ?
- Le cercueil est fermé.

18 Şubat 2011 Cuma

Emzikleri Kime Satıcağız

Adam, Kayserili arkadaşının latex-kauçuk ürünler yapan fabrikasını geziyordu…

Bir ara bir otomatik makinanın başına gelir ve makinadan ilginç seslerin geldiğini duyar:

- Pissst... PAT! Pissst... PAT! Pissst... PAT!

Meraktan sorar makinanın yaptığını ve neden bu seslerin geldiğini. Arkadaşı cevaplar:

- Bu makina biberon emziği yapıyor. 'Pissst sesi kalıba gelen latexin şişirilip emzik formu aldığını, 'PAT' sesi de ucuna açılan deliğin sesini belirtir…

Geziye devam edip başka bir makinanın başına gelirler. Bu makinadan da benzeri sesler geliyordu ama sıralamaları farklıydı:

- Pisssst... Pisssst... Pisssst... Pisssst... PAT!

Adam gene meraklanıp sorar:

- Peki bu ne makinası ?

- Bu prezervatif makinası…

- Ama neden 4 'Pisssst'tan sonra 1 'PAT' sesi geliyor...

Arkadaşı yanıtlar:

- Her 4 preservatiften sonra 1 tanesinin ucunu deliyoruz ondan...

Adam şaşkınlıkla ve biraz da kızarak sorar:

- Ama neden..? Bu yaptığınız hiç hoş değil..

Kayserili cevap verir:

- Öyle mi? Emzikleri kime satıcağız peki?

7 Şubat 2011 Pazartesi

BU NEDİR?


Bir Rus Yahudisi İsrail'e göç müsadesi alır. Çıkışta Ruslar bagajını kontrol ederken elbiseleri arasında Lenin'in büstünü bulurlar, sorarlar:
- Bu nedir ?
Yahudi :
- Bu nedir değil, bu kimdir diye sormanız gerekirdi... Bu Lenin'dir, sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getiren... Ben de bunu bereketli günlerin hatırası için yanıma aldım.
-Tamam,
Ruslar bırakır ve geçer.
Tel Aviv havaalanında gümrük memurları büstü görür ve sorar:
- Bu nedir ?
Yahudi:
- Bu nedir değil, bu kimdir diye sormanız gerekirdi... Bu Lenin'dir. Bu deli cani yüzünden Rusya'yı terk etmek zorunda kaldım!.. Yanıma aldım ki; hergün bakıp lanet okuyayım!..
-Tamam,
Bırakırlar ve geçer... Tel Aviv'de bir ev satın alıp, büstü büfenin üstüne koyan Rus Yahudisi, gelişi sebebiyle akrabalarına davet verir. Yeğenlerden biri
sorar :
-Bu kimdir ?
Yahudi cevap verir:
- Bu kimdir değil, bu nedir diye sorman gerekirdi... On kilogram yirmidört ayar altın, vergisiz, gümrüksüz, KDVsiz bir Lenin büstü!..

26 Ocak 2011 Çarşamba

PARA


Kadını biri çırılçıplak taksiye binmiş. Taksi şoförü ikide bir dikiz aynasından kadına bakıyormuş. Bu durumdan rahatsız olan kadın öfkeyle sormuş:
- Ne bakıyorsun sen? Hayatında hiç çıplak kadın görmedin mi?
Taksi şoförü ezile büzüle cevap vermiş:
- Kötü bir niyetim yok hanımefendi! Parayı nerenizden çıkaracaksınız diye bakıyorum!..

8 Ocak 2011 Cumartesi

Öğretmenin Notu

Minik kız elinde karnesiyle evden içeri girmiş. Karnesini babasına göstermiş. Babası bir bakmış baştan aşağı pekiyi, bir iki tane de iyi var. Ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş:

- Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk fakat bir kusuru var; derste çok konuşuyor. Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var. En kısa zamanda siz velisiyle de paylaşmak istiyorum.

Baba bunun üzerine karneyi imzalamış ve öğretmenin görüşlerinin altına kendi de bir not düşmüş:

- Lütfen paylaşalım. Çünkü işe yararsa ben de annesine uygulayacağım.