22 Ocak 2008 Salı

HÂLİNE ŞÜKRET


Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirmiş; koma halinde hastaneye kaldırılmış, kendine geldiğinde, bir kolunun olmadığını fark etmiş; hepten morali bozulmuş ,"Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!.." diye bağırıp çağırarak, hastaneyi birbirine katmış ve kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söylemiş. Doktorlar Dursun'un başına toplamışlar, başlamışlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi, onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık, ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı, şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor, inanmazsan git de bak!..
Dursun hastaneden taburcu olunca, gidip yukarı mahalledeki Temel'i bulmuş, bir de bakmış ki; Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyormuş. Bizim Dursun'un kafası karışmış ve hayretle Temel'e yaklaşmış:
-Ula Temel, iyi ki seni gördüm, yoksa hayatım gidiyordu. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edecektim. Senin, iki kolun kesik vaziyette, hem de bir dansöz gibi oynamana karşı teselli buldum. Şu dünyanın haline bak, benim tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsizim, sense iki kolun yok; göbek atıyorsun!..
Temel sinirlenmiş ve şöyle demiş:
-Ula sen manyak mısın? Ne göbek atması? Sırtım fena halde kaşınıyor!.. Patlıyorum!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder