22 Ocak 2008 Salı

BAŞKA KİMSE YOK MU?


Temel, bir gün tarlasından evine dönüyormuş. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, Temel'in birden ayağı kaymış ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanmış, can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunmuş, aşağıya bir bakmış ki; metrelerce derinlik, ve dibinde de sivri sivri kayalar. Korkudan ne yapacağını şaşıran Temel, belki bir duyan olur da, kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamış:
-Kimse yok mu? Kimse yok mu?
Bir kaç kere daha bağırmış. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duymuş:
-Ey kulum Temel, düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen; hiç korkma!..
Temel, kendi kendine düşünmüş; emirlerden hemen hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını bile ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırmış:
-Başka kimse yok mu? Başka kimse yok mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder