Meksikalının biri bisikletle Amerika'dan ülkesine dönüyormuş. Elinde bir torba, ağır ağır sınır kapısına gelmiş. Kapıdaki görevli, Meksikalının elindeki torbadan şüphelenmiş ve aramak istemiş. Torbayı açınca kum dolu olduğunu görmüş. Araştırmış karıştırmış ama kumdan başka bir şeye rastlayamamış ve Meksikalı'nın geçmesine izin vermek zorunda kalmış.
Aradan iki hafta geçmeden aynı Meksikalı yine bisikletle ve elinde bir torbayla, aynı sınır kapısından geçmek istemiş. Aynı görevli yine torbadan şüphelenip aramış ve yine kumdan başka bir şey bulamamış. Bu böyle her hafta sürmüş gitmiş. Her seferinde aynı şekilde gecen bu adamda hiçbir şey bulamamak görevliyi çıldırtıyormuş ama yapabileceği bir şey de yokmuş.
Bir yıl sonra görevli bir barda içki içerken, sınırda arayıp durduğu Meksikalı'nın da aynı barda olduğunu görmüş. Hemen yanına gitmiş ve:
- Artık sana bir şey yapamam. Çok iyi biliyorum ki sen sınırdan bir şey kaçırıyordun. Bir yıldır içim içimi yiyor. Lütfen bana ne kaçırdığını söyle, demiş.
Meksikalı da dayanamamış hafifçe kafasını çevirip umarsızca:
- "Bisiklet" diye mırıldanmış..
Aradan iki hafta geçmeden aynı Meksikalı yine bisikletle ve elinde bir torbayla, aynı sınır kapısından geçmek istemiş. Aynı görevli yine torbadan şüphelenip aramış ve yine kumdan başka bir şey bulamamış. Bu böyle her hafta sürmüş gitmiş. Her seferinde aynı şekilde gecen bu adamda hiçbir şey bulamamak görevliyi çıldırtıyormuş ama yapabileceği bir şey de yokmuş.
Bir yıl sonra görevli bir barda içki içerken, sınırda arayıp durduğu Meksikalı'nın da aynı barda olduğunu görmüş. Hemen yanına gitmiş ve:
- Artık sana bir şey yapamam. Çok iyi biliyorum ki sen sınırdan bir şey kaçırıyordun. Bir yıldır içim içimi yiyor. Lütfen bana ne kaçırdığını söyle, demiş.
Meksikalı da dayanamamış hafifçe kafasını çevirip umarsızca:
- "Bisiklet" diye mırıldanmış..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder