29 Mart 2013 Cuma

Laz ve Kürt Kahvesi

Bir köyde lazlar ve kürtlerin kahvesi karşılıklıymış. Kürdün biri eline silahı alıp lazların kahvesini basmış ve 

- Sağdakilerin anasını soldakilerin babasını ..... demiş ve ordan ayrılmış.

Bu küfürü gururuna yediremeyen Temel eline silahını alır ve kürtlerin kahvesini basar içeri girer. Bir de bakar ki içeride herkes 7'den 70'ine kadar elinde kalaşnikoflar Temel'e doğrultulmuş. Temel bir sağa bakar bir sola ve der ki:

- Sağdakiler anamı soldakiler babamı...

Boğulan Yunus Temel

Temel ölmüş ve öteki dünyadaki görevli listeye bakmış ve Temel'e;

- Senin adın listede yok sen bu gün ölmemeliydin. Seni tekrar dünyaya yollayacağız ama kurallara göre insan olarak yollayamayız ancak istediğin bir hayvan olarak gidebilirsin seç bir tane.

Temel biraz düşündükten sonra ;

- Yunus balığı olayım , demiş ve anında yunus olarak dünyaya dönmüş .

Aradan üç dakika geçmemiş Temel geri dönmüş. Görevli iyice şaşırarak;

- Yahu seni daha yeni yolladık nasıl geri dönmeyi başardın gene ?

Temel kafasını yere eğerek gayet masum ve utanmış bir şekilde ;

- Yüzme bilmiyordum, boğuldum...

28 Mart 2013 Perşembe

Sünnet Ettirdim

Lazın teki Ankara’da bir barda içerken cep telefonu çaldı,telefonunu açtı, bir o kulağına bir bu kulağına götürürken sevinçle bardaki herkese içki ısmarladı. Sonra da çevresindekilere karısının 15 kg lık tipik bir laz bebeği doğurduğunu söyledi.

Bardaki hiç kimse bir bebeğin 15 kg. gelebileceğine inanmadı Fakat laz inat etti.

- Dediğim gibi, bizim oralarda ortalama bebek kilosu budur, benimki de tipik bir laz bebeği!

Dört bir yandan tebrikler yağdı; bardaki herkes lazı kutladı..

İki hafta sonra laz tekrar bara uğradı. Barmen adamı tanıdı ve sordu:

- Sen şu 15 kg doğan bebeğin babası değil misin? Herkes bebeğin iki haftada kaç kilo olduğunu merak ediyor. Söyle bize, bebek kaç kilo?

Baba gururla yanıtladı,

- 10 kg.

Barmen şaşırmış ve meraklanmıştı:

- Ne oldu? Doğduğu gün zaten 15 kg.dı.

Laz baba içkisini başına dikti, ıslak dudaklarını koluna sildi ve barmene doğru eğildi, gururla yanıtladı.

- Sünnet ettirdim

Aytekin'i Tanıyor musun?

Aytekin Akkaya Erzurumun meşhur artistlerindendir annesine para yollamış gel İstanbul'da bir kaç gün kal diye.

Annesi hiç uçağa binmemiş.

Hostes herkese sormuş ne içersiniz diye. Herkes viski, kola derken Aytekin Akkaya'nın annesi demiş ki:

- Kızım bene bir açığ çay getir. 

Herkesin isteği yerine gelmiş ama açığ çay gelmemiş. Uçak istanbula gelene kadar hostese demiş:

- Kızım bene bir açığ çay.

En sonunda hostesi yanına çağırmış demiş ki;

- Kızım sen Aytekini tanırmisan

Hostes yok demiş, tanımıyorum niye sordun nine.

- Heç kızım bütün orospular Aytekin'i tanır da sen nasıl ki tanımırsan?

Kan Kokuyorum

Erzurumlunun biri adam yaralamaktan içeri girecekmiş arkadaşı buna teslim olmadan önce öğüt vermiş.
 
- Maphusa girince kapıyı tekmele ve dört leşim var diye bağır senden korksunlar, demiş. Bunun da aklına yatmış tabi.

Bizimki Sivas cezaevine düşmüş ve koğuşunu belirlemişler. Gardiyan içeri sokacağı sırada kapıya bir asılmış tekmeyle

- Ulennnn yedi leşim var gan gokirem, diye bağırmış.

Koğuşun ağası da yarma gibi gelmiş önüne dikilmiş.

- Ne gokiysen ne gokiysen.

Erzurumlu korkudan ne yapacağını şaşırmış.

- Hiç şeyy abiii gelirken lağıma düştüm bog gokirem

Kendi Kendine Gidiyor

Bir gün Temel ile Dursun 2 katlı otobüsle yolculuk ediyormuş. Temel cep telefonunu çıkartıp alt kattaki Dursunu aramış.
- Orada havalar nasıl dursun kardeşim?
- Bizim şoför uyumuş otobüs öyle gidiyor valla Temelciğim...
- O da bir şey mi Dursun? Bizim katta şöfor bile yok.. Otobüs kendi kendine gidiyor.

Veresiye Alışveriş

Eski İstanbul'da yaptığı veresiye alışverişlerde pek borcunu ödemeyen bir memur varmış. Bir gün bir alışverişteyken çarşıyı denetleyen belediye başkanı adı Mehmet olan bu adama da hal hatır sormuş:

- Ooo Mehmet Efendi nasılsın?

- İyi alışveriş yapıyorum. Bu cevap üzerine ağzı Mehmet Efendi'den yanan dükkân sahibi hemen atılmış:

- Vallahi efendim şu ana kadar yalnızca aldı. Çok şükür daha bir şey verdiğini pek görmedik.

Ayakkabı


Temel işe girmek için sözlü sınava giriyor. Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :

-Ne sorayiler?

-Ayakkabı.

Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay soruyorlar :

-Dört ayaklıdır, miyav miyav der.

Temel soruyor : 


- Bağcıkli midur?

26 Mart 2013 Salı

Karımı Kaybettim

Adamın biri, tıklım tıklım dolu bir hipermarketteymiş. Alışveriş eden çok güzel bir kadının yanına sokulmuş:

-Afedersiniz hanımefendi, karımı kaybettim bulamıyorum, benimle biraz konuşur musunuz?

Güzel kadın tepkili bir şekilde:

-Karınızı kaybetmenizle benim ne ilişkim var?

Adam izah etmiş:

-Ne zaman güzel bir kadınla iki çift laf etmeye kalkışsam, karım şıp diye damlar da...

Çinli Bayan

Bir İngiliz, Çinli bayan ile evlenir ve Londra'ya yerleşir. Çinli kadın İngilizce konusunda oldukça zayıftır. tarzanca da olsa eşi ile anlaşabilmektedir. 

Sorun; kadın alışverişe yalnız çıktığında ayyuka çıkmaktadır. Yine bir gün bayan kasaba domuz butu almaya gider. Ama bir türlü derdini anlatamaz en sonunda eteğini sıyırarak kendi poposunu gösterir ve kasap bayanın ne anlatmak istediğini kavrayarak bayana istediğini verir. 

Ertesi gün bu kez kasaba tavuk göğsü almaya gider ve bu kez de gömleğinin düğmelerini açarak göğüslerini gösterir ve istediğini alır. Üçüncü gün bu Çinli bayan sosis almak ister ve yanına kocasını alarak kasaba gider... Ne mi olur?...



Sizin de aklınızda hep fesat şeyler var. Unuttunuz galiba Çinli olan bayandı kocası İngilizce konuşabiliyor.

10 Mart 2013 Pazar

Horoz Kim Olacak?

Nasreddin Hoca küçükken arkadaşlarına hep şaka yapar ve karşılarına geçer gülermiş. Birgün köyün çocukları aralarında anlaşmışlar. Bir oyun da bunlar oynuyacaklar. Neyse Nasreddin'i hamama cağırırlar herkes soyunur yıkanır. Biri çıkar:

- Hadi herkes yumurtlasın yumurtlayamayan hamam parasını öder olur mu? der.

Herkes yanında getirdiği yumurtayı göbek taşına bırakır bizim Nasreddin şaşırır bakar ki herkes yumurtluyor. Çıkar göbek taşına başlar ötmeye arkadaşları:

-Nasreddin ne yapıyosun?

Nasreddin lafı yapıştırır:

-Eee bu kadar tavuğa bir horoz lazım yoksa nasıl yumutlardınız.

Fizik Dersi Fıkrası

Alican Fizik dersindeymiş.  Hoca bütün öğrencileri kaldırıp rutin sorular soruyormuş."Otobüstesin, hava çok sıcak ne yaparsın?" Öğrenci:

- Camı açarım,

Hoca:

- Söyle o zaman giren havanın sürtünme katsayısı kaçtır?

Öğrenci:

- Bilmiyorum.

Hoca:

 - Otur sıfır.

Bu böyle bir değil iki değil bütün sınıfta sürmüş, herkes dökülüyor. Sonra Alican kalkmış. Hoca:

- Oğlum otobüstesin çok sıcak ne yaparsın?

Alican:

- Ceketimi çıkarırım.

- Ama oğlum çok sıcak.

- Gömleğimi çıkarırım.

- Oğlum çok çok sıcak. Alican dayanamamış:

- Hocam anamı da becerseniz size o camı açtırmam.