Bir gün Real Madrid, Fenerbahçe'yle maç yapmak için Istanbul'a gelecekmiş. Binmişler uçağa, Real Madrid'li oyuncular çok üzgün. raul kaptan olarak sormuş tabi
- Ne o çocuklar yüzünüzden düşen bin parça?
robinho demiş ki:
- Ya abi fenerle oynamayı hiç istemiyoz.
Stata gelmişler. Hala millet surat yapıyor. raul arkadaşlarina;
- Siz gidin İstanbul'u gezin, ben Fenerbahçe'yle tek basima maç yaparım. demiş.
Bunu duyan arkadaşlari sevinçten havalara uçmuşlar. Hemen dalmışlar İstanbul gecelerine. Maç başlamış. Devre arası Real Madrid'li futbolcular stata gelmişler ve skorboarda bakmislar Real Madrid 1:0 önde. Demişler bi Laila yapalım gelelim bari. Maçın sonunda geri gelmişler. Bi bakmışlar skor 1:1. Gitmişler soyunma odasına raulu kutlamaya, ancak raul almış başını iki elinin arasına ağlıyor.
- Niye ağlıyorsun, sen bütün takıma karşı tek başına oynadın ve maç berabere bitti. Bu mükemmel bi şey.
Zidane cevap vermiş;
- Eğer maçın 60. dakikasında kırmızı kart görmeseydim, farka gidecektim. Ben ona üzülüyorum.
etiketler:realmadrid fıkrası,fenerbahçe fıkraları,spor fıkraları, fıkralar
fıkra, fikra, fıkralar, fikralar, karadeniz Fıkraları, temel fıkraları, Okul Fıkraları, Kayserili Fıkraları, Nasrettin Hoca Fıkraları, Deli Fıkraları, Asker Fıkraları, Erzurum Fıkraları, Doktor Fıkraları, Politik Fıkralar, komik fıkralar
27 Nisan 2008 Pazar
kim ters
Temel bir gün e-5 karayoluna ters yönden girmiş. Bunu fark eden trafik polisleri yol üzerinde seyreden araçları uyarmak için telsizden "e-5 te bir araç ters yönde seyretmektedir." diye anons yapmışlar. Bunu duyan Temel "Ulan pi tane olirmi punların hepsi ters geleyi" demiş
26 Nisan 2008 Cumartesi
ödev
aliye öğretmen ödev vermiş. aliye 5 cümle yazacaksın demiş. ali babasına gitmiş:
-babacığım bana bir cümle söyler misin? demiş.babası da o sırada maç izliy ormuş.birden
- gooooooooolll diye bağırmış.ali defterine yazmış.sonra annesine gitmiş.annesinin sana yağı kaybolmuş:
- sana sana sana demiş. ali defterine yazmış.abisine gitmiş.abisi tarzan filmi izliyormuş:
-ben tarzan demiş.ali defterine yazmış.ablasına gitmiş.ablası telefonda sevgilisiyle konuşuyomuş
-bu gün olmaz şekerim yaarıın demiş.ali defterine yazmış.kardeşine gitmiş.kardeşinin oyuncak robotunun pili bitmiş:
-pilibitti pilibitti bozuldu demiş.eretesi gün aliyi öğretmen tahtaya kaldırmış. ali:
-gooooooooooooll diye bağırmış.öğretmen:
-bana mı dedin sen onu???????? demiş.ali:
-sana sana sana demiş.öğretmen:
-sen kendini ne zannediyosun? demiş.ali:
-ben tarzan demiş.öğretmen
-seni disipline vereyim mi? demiş.ali
-bu gün olmaz şekerim yaarıın demiş.öğretmen düşüp bayılmış.ali:
-PİLİBİTTİ PİLİBİTTİ BOZULDu!!!!!.... DEMİŞ.
-babacığım bana bir cümle söyler misin? demiş.babası da o sırada maç izliy ormuş.birden
- gooooooooolll diye bağırmış.ali defterine yazmış.sonra annesine gitmiş.annesinin sana yağı kaybolmuş:
- sana sana sana demiş. ali defterine yazmış.abisine gitmiş.abisi tarzan filmi izliyormuş:
-ben tarzan demiş.ali defterine yazmış.ablasına gitmiş.ablası telefonda sevgilisiyle konuşuyomuş
-bu gün olmaz şekerim yaarıın demiş.ali defterine yazmış.kardeşine gitmiş.kardeşinin oyuncak robotunun pili bitmiş:
-pilibitti pilibitti bozuldu demiş.eretesi gün aliyi öğretmen tahtaya kaldırmış. ali:
-gooooooooooooll diye bağırmış.öğretmen:
-bana mı dedin sen onu???????? demiş.ali:
-sana sana sana demiş.öğretmen:
-sen kendini ne zannediyosun? demiş.ali:
-ben tarzan demiş.öğretmen
-seni disipline vereyim mi? demiş.ali
-bu gün olmaz şekerim yaarıın demiş.öğretmen düşüp bayılmış.ali:
-PİLİBİTTİ PİLİBİTTİ BOZULDu!!!!!.... DEMİŞ.
acele etme
Uçak New York a yaklaşırken iki pilot konuşmaktadırlar. Ne var ki mikrofon açık kalmıştır ve konuşulanlar bütün yolcularca dinlenmektedir.
- New York a iner inmez, önce ılık bir banyo yapacağım. Sonra buzlu bir duble viski içeceğim, sonra da o sarışın saçlı, uzun bacaklı hostesle...
Bunları duyan sarışın saçlıi uzun bacaklı hostes hemen pilot kabinine doğru koşmaya başlar. Yaşlı bir yolcu, hostesin yolunu keser:
- Acele etme kızım. Bırak da rahat rahat viskisini içsin.
- New York a iner inmez, önce ılık bir banyo yapacağım. Sonra buzlu bir duble viski içeceğim, sonra da o sarışın saçlı, uzun bacaklı hostesle...
Bunları duyan sarışın saçlıi uzun bacaklı hostes hemen pilot kabinine doğru koşmaya başlar. Yaşlı bir yolcu, hostesin yolunu keser:
- Acele etme kızım. Bırak da rahat rahat viskisini içsin.
sütçünün
Bir gün ögretmen sinifa sormus:
-"hangi hayvanlarin sütünü içiyoruz?
Herkes keçi, koyun, inek demis.
Sira küçük Aliyegelmis:
-"Biz sütçünün sütünü içiyoruz ögretmenim" demis.
-"hangi hayvanlarin sütünü içiyoruz?
Herkes keçi, koyun, inek demis.
Sira küçük Aliyegelmis:
-"Biz sütçünün sütünü içiyoruz ögretmenim" demis.
24 Nisan 2008 Perşembe
porch fıkrası
Ferdinand Porsche, ölür ve öbür dünyada melekler tarafindan karsilanir.
Melekler kendisinin olagan üstü otomobil tasarımından dolayı bir dilek hak ettiğini söyleyerek, isteğini sorar...
Porsche "Tanrı ile bir konuda konuşmak isterdim." der.
Melek derhal isteğini yerine getirmek üzere Ferdinand Porsche'yi bir salona alır.
Porsche Tanriya sorar: " Kadını yaratırken düşüncelerin nerdeydi?"
Tanri: " Ne demek istiyorsun?"
Porsche: " çok hatalı yaratmissin!"
1.Ön taraf aerodinamik değil.
2.çok ses yapıyor.
3.Bakim masrafları yüksek.
4.Ayda 5-6 gün tamamen kullanılmaz durumda.
5.Arka taraf çok sarkık duruyor.
6.Sürekli boyanması ve yenilenmesi gerekiyor.
7.Egsoz, emisyona çok yakın.
8.Farlar genellikle küçük.
9.Yakıt da son derece pahalı. Tanrı kısaca düşündükten sonra cevap verir.
"Ferdınand, bunların hepsi doğru olabilir ama istatistiklere göre bir çok erkek benim icadıma senin icadından daha fazla biniyor!!"
Melekler kendisinin olagan üstü otomobil tasarımından dolayı bir dilek hak ettiğini söyleyerek, isteğini sorar...
Porsche "Tanrı ile bir konuda konuşmak isterdim." der.
Melek derhal isteğini yerine getirmek üzere Ferdinand Porsche'yi bir salona alır.
Porsche Tanriya sorar: " Kadını yaratırken düşüncelerin nerdeydi?"
Tanri: " Ne demek istiyorsun?"
Porsche: " çok hatalı yaratmissin!"
1.Ön taraf aerodinamik değil.
2.çok ses yapıyor.
3.Bakim masrafları yüksek.
4.Ayda 5-6 gün tamamen kullanılmaz durumda.
5.Arka taraf çok sarkık duruyor.
6.Sürekli boyanması ve yenilenmesi gerekiyor.
7.Egsoz, emisyona çok yakın.
8.Farlar genellikle küçük.
9.Yakıt da son derece pahalı. Tanrı kısaca düşündükten sonra cevap verir.
"Ferdınand, bunların hepsi doğru olabilir ama istatistiklere göre bir çok erkek benim icadıma senin icadından daha fazla biniyor!!"
Bankacı
Çok zengin adam çok lüks bir restauranta gider garsona siparis olarak kirmizi et, beyaz sarap ve salata istiyorum der.Tam o sirada çok güzel bir kadin gelir ve adamin ön masasina oturur ve adamin verdigi siparisin aynisindan ismarlar.Adam yemegi yedikten sonra hesabi ister. 7,5 milyon hesap gelir.Adam 2,5 milyon da bahsis olarak toplam 10 milyon birakir.
Ayni hesap kadina da gelmistir. Fakat kadin 7,5 milyon bahsis birakir.Bunu gören adam kadina yanasir,
-"Hanimefendi, afedersiniz bir sey sormak istiyorum.Benim fabrikalarimin sayisini, paramin hesabini bilemezken 2.5 milyon
bahsis birakiyorum.Siz kim oluyorsunuz da 7,5 milyon bahsis birakabiliyorsunuz"
Kadin adama gülümser ve,
-"Benim bankalarim var..." der
Adam,
-"Öylemi, ben bütün banka sahiplerini ve müdürlerini tanirim, ama sizi hatirlayamadim" der.Kadim tekrarlar,
-"Benim bankalarim var,bakin size anlatiyim",
Kadin dudaklarini oksayarak :
-"Bunlar var ya bunlar, Sekerbank..."
Ellerini gögüslerine koyarak :
-"Bunlar Pamukbank"
Elini eteginin önüne tutarak:
-"Burasi Is Bankasi", der
Adam, Ya bu bankalar iflas ederse, diye sorar.
Kadin :
-"Arkada Garanti Bankasi var.."
Ayni hesap kadina da gelmistir. Fakat kadin 7,5 milyon bahsis birakir.Bunu gören adam kadina yanasir,
-"Hanimefendi, afedersiniz bir sey sormak istiyorum.Benim fabrikalarimin sayisini, paramin hesabini bilemezken 2.5 milyon
bahsis birakiyorum.Siz kim oluyorsunuz da 7,5 milyon bahsis birakabiliyorsunuz"
Kadin adama gülümser ve,
-"Benim bankalarim var..." der
Adam,
-"Öylemi, ben bütün banka sahiplerini ve müdürlerini tanirim, ama sizi hatirlayamadim" der.Kadim tekrarlar,
-"Benim bankalarim var,bakin size anlatiyim",
Kadin dudaklarini oksayarak :
-"Bunlar var ya bunlar, Sekerbank..."
Ellerini gögüslerine koyarak :
-"Bunlar Pamukbank"
Elini eteginin önüne tutarak:
-"Burasi Is Bankasi", der
Adam, Ya bu bankalar iflas ederse, diye sorar.
Kadin :
-"Arkada Garanti Bankasi var.."
neden
İki tane adam varmış. Bu adamların biri şişman diğeri ise zayıf imiş. Şişman adam zayıf adama; bu ne hal kardeş görende sizin orada kıtlık var zanneder demiş. Zayıf adam ise şişman adama; senin bu halini görende kıtlığa senin sebep olduğunu zanneder demiş.
fıkralar
fıkralar
PAra kazanmak
Üniversitede Arkadaşları temele sen nasıl geçiniyorsun diye sormuşlar
Temel
-yazı yazarak.demiş
Arkadaşları
-demek yazarsın
temel
her ay sonu pedere mektup yazıyorum peder bana para gönderiyor
Temel
-yazı yazarak.demiş
Arkadaşları
-demek yazarsın
temel
her ay sonu pedere mektup yazıyorum peder bana para gönderiyor
23 Nisan 2008 Çarşamba
Mucit temel
Bir genetik kongresinde herkes icatlarını anlatıyormuş;
İngilizler bizler balık ve devenin genlerini birleştirdik, kollestrolsüz et ürettik demişler.
Fransızlar; tavuk ve inek genlerini birleştirdiklerini bu sayede hızlı bir üreme gerçekleştirip et problemini ortadan kaldırdıklarını anlatmışlar.
Temel de; -Biz, karpuz ve hamam böceği genlerini birleştirdik demiş. Bu sayede karpuzu kesince çekirdekler sağa sola kaçıyor ve çekirdeksiz karpuz yiyoruz.
İngilizler bizler balık ve devenin genlerini birleştirdik, kollestrolsüz et ürettik demişler.
Fransızlar; tavuk ve inek genlerini birleştirdiklerini bu sayede hızlı bir üreme gerçekleştirip et problemini ortadan kaldırdıklarını anlatmışlar.
Temel de; -Biz, karpuz ve hamam böceği genlerini birleştirdik demiş. Bu sayede karpuzu kesince çekirdekler sağa sola kaçıyor ve çekirdeksiz karpuz yiyoruz.
Etiketler:
fıkralar,
karadeniz fıkraları,
Temel Fıkraları,
temelfıkraları
Bizim temel
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar;
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
Sıra Türkiye`ye gelir ve Temel başlar anlatmaya:
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağıya indik ama hiç birşey bulamadık. Öyleyse bizim atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
Sıra Türkiye`ye gelir ve Temel başlar anlatmaya:
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağıya indik ama hiç birşey bulamadık. Öyleyse bizim atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
19 Nisan 2008 Cumartesi
Memnunluk
Şairin biri bir zengine giderek onu çok medhetti. Zenginin keyfine diyecek yoktu ."Yarın gel de para vereyim sana" dedi.
Şair ertesi gün sabah zenginin kapısına geldi. Zengin "Neden geldin sen?" diye sorunca "Dün bana para vereceğini söylemiştin ya; onun için geldim" dedi şair.
Bunun üzerine zengin "Amma da salaksın ha! Sen sözle beni memnun ettin, ben de sözle seni memnun ettim. Şimdi niye para vereyim ki?" dedi.
Şair ertesi gün sabah zenginin kapısına geldi. Zengin "Neden geldin sen?" diye sorunca "Dün bana para vereceğini söylemiştin ya; onun için geldim" dedi şair.
Bunun üzerine zengin "Amma da salaksın ha! Sen sözle beni memnun ettin, ben de sözle seni memnun ettim. Şimdi niye para vereyim ki?" dedi.
13
Bir adam evine giderken hastanenin bahçesinden 13,13 diye bağrıldığını duyar.
Merak etmiş duvara tırmanmış.Deliler adamın kafasını tuttukları gibi içeri çekmişler ve 14,14 diye bağırmaya başlamışlar
Merak etmiş duvara tırmanmış.Deliler adamın kafasını tuttukları gibi içeri çekmişler ve 14,14 diye bağırmaya başlamışlar
akıllı Temel
Bizim Temel ile Cemal bir gün lüks bir otelin lobisinde güzel bir kadın görürler. Temel der ki,
- Ula Cemal, gidip bi bakayım, bu kadın bize pas verir mi?
Temel yaklaşır kadına, sorar :
- Benimle bi yemek yemek ister misunuz ?
- Bahse girerim şu kapıdaki Mercedes sizin degil.
- Değildur.
- Söyle iyi durumda bir banka hesabınız da yoktur sanırım.
- Yoktur.
- Karadeniz kıyılarında şöyle iki katlı bir çiftlik eviniz de yoktur heralde.
- Yoktur.
- Hadi o zaman çek arabanı!
Temel boynu bükük döner Cemal`in yanına :
- Ula Cemal, benim Limuzini sana versem Mercedesini bana verir misun?
- Verirum Temel`im
- Bi telefon etsem kendi bankamda bana hesap açarlar mi ?
- Açarlar Temel`im.
- Tamam o da kolay da, heralde bizim peder uçüncü katı yıkmama izin vermez...
- Ula Cemal, gidip bi bakayım, bu kadın bize pas verir mi?
Temel yaklaşır kadına, sorar :
- Benimle bi yemek yemek ister misunuz ?
- Bahse girerim şu kapıdaki Mercedes sizin degil.
- Değildur.
- Söyle iyi durumda bir banka hesabınız da yoktur sanırım.
- Yoktur.
- Karadeniz kıyılarında şöyle iki katlı bir çiftlik eviniz de yoktur heralde.
- Yoktur.
- Hadi o zaman çek arabanı!
Temel boynu bükük döner Cemal`in yanına :
- Ula Cemal, benim Limuzini sana versem Mercedesini bana verir misun?
- Verirum Temel`im
- Bi telefon etsem kendi bankamda bana hesap açarlar mi ?
- Açarlar Temel`im.
- Tamam o da kolay da, heralde bizim peder uçüncü katı yıkmama izin vermez...
TAkmıyor
Adamın biri şidddetli ishal şikayetiyle Çapa Hastanesine başvurur. İşlemleri devam ederken karışan kağıtlar sonucunda adamı psikiyatri servisine havale ederler. Aradan 15 gün geçip taburcu olma günü gelince arkadaşı bizim adamı karşılamaya gelir.
-Nasıl oldu geçti mi ishal? der arkadaşı.
Bizimki ise :
-Hayır geçmedi ama artık takmıyorum
fıkralar
-Nasıl oldu geçti mi ishal? der arkadaşı.
Bizimki ise :
-Hayır geçmedi ama artık takmıyorum
fıkralar
doktor fıkrası
Anteplinin biri doktora gider. Kalbi ve kilolarıyla ilgili şikayetlerini iletir. Doktoru tavsiyelerde bulunur :
- Bundan sonra beyaz et salata türü yiyeceklere ağırlıklı beslen.
Hasta sorar :
- Doktora dediklerinizi yemekten önce mi sonra mı yiyeceğim
- Bundan sonra beyaz et salata türü yiyeceklere ağırlıklı beslen.
Hasta sorar :
- Doktora dediklerinizi yemekten önce mi sonra mı yiyeceğim
Delik
Yer yuzundeki hayatini,butun kurallara uygun yasayip tamamliyan Temel,
yukarida 1.sinif torenle karsilanmis. Refakatci melek "Efendim siz direk
cennete alinacaksiniz.Arzu ederseniz islemleriniz tamamlanincaya kadar bir
tanitma gezisi yapalim" demis, Melek onde Temel arkada Cennet hazirlik
bolumune girmisler. Ilk kapinin arkasindan canhiras feryatlar gelmekte
imis. Kapiyi acip iceri girdiklerinde iki melegin aralarinda tuttuklari
adamin sirtinda
Temel "Uyyy...Bu nedur ?"
Melek "Efendim,burasi kanat takma bolumu.Cennete katilan sizin gibi aziz
mertebesindekilere kanat takiyoruz,bunun icin delik deliyorlar " demis.
Ikinci kapiya geldiklerinde gene kapinin arkasinda canhiras feryatlar;
kapiyi acip iceri girmisler.Iki melek aralarindaki adamin kafasinda
matkapla delik aciyorlarmis.
Temel "Uyyy...Bu nedur?"
Melek "Efendim burasi halka takma bolumu.Sizin gibi aziz
mertebesindekilerin baslarinin uzerindeki kutsal halkayi takmak icin delik
deliyorlar" deyince
Temel "Uyyyy....Ben cehenneme gidiyorum"
Melek "Aman efendim.Ne yapiyorsunuz orada insanlari kaziga oturturlar"
Temel "Olsun.Hic olmazsa delugum hazirdir daa!.."
yukarida 1.sinif torenle karsilanmis. Refakatci melek "Efendim siz direk
cennete alinacaksiniz.Arzu ederseniz islemleriniz tamamlanincaya kadar bir
tanitma gezisi yapalim" demis, Melek onde Temel arkada Cennet hazirlik
bolumune girmisler. Ilk kapinin arkasindan canhiras feryatlar gelmekte
imis. Kapiyi acip iceri girdiklerinde iki melegin aralarinda tuttuklari
adamin sirtinda
Temel "Uyyy...Bu nedur ?"
Melek "Efendim,burasi kanat takma bolumu.Cennete katilan sizin gibi aziz
mertebesindekilere kanat takiyoruz,bunun icin delik deliyorlar " demis.
Ikinci kapiya geldiklerinde gene kapinin arkasinda canhiras feryatlar;
kapiyi acip iceri girmisler.Iki melek aralarindaki adamin kafasinda
matkapla delik aciyorlarmis.
Temel "Uyyy...Bu nedur?"
Melek "Efendim burasi halka takma bolumu.Sizin gibi aziz
mertebesindekilerin baslarinin uzerindeki kutsal halkayi takmak icin delik
deliyorlar" deyince
Temel "Uyyyy....Ben cehenneme gidiyorum"
Melek "Aman efendim.Ne yapiyorsunuz orada insanlari kaziga oturturlar"
Temel "Olsun.Hic olmazsa delugum hazirdir daa!.."
Babam
okulun Telefon çaldı
İncecik bir çocuk sesi:
-Müdür bey,bizim oğlan bugün okula gelmeyecek.Biraz hastalandı da...
-Peki,siz kimsiniz?
-Ben mi..Babam.....
fıkralar
İncecik bir çocuk sesi:
-Müdür bey,bizim oğlan bugün okula gelmeyecek.Biraz hastalandı da...
-Peki,siz kimsiniz?
-Ben mi..Babam.....
fıkralar
16 Nisan 2008 Çarşamba
coca cola
Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı İdris Karadeniz "Müvekkilim marketten aldığı 2 Lt.lik kampanyalı cocacola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz yazısını görmüş. Bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. Bunun üzerine aynı şişe kapağında tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. CocaCola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. Bizde bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin YTL. Maddi tazminat talep etmekteyiz" dedi. Davadan haberdar olan CocaCola yönetimi adına açıklama yapan bir sirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık Karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına " Başka şişede inşallah " yazmayı düşündüklerini söyledi
15 Nisan 2008 Salı
APTAL KÖPEK
Kasap dükkânına giren bir köpek, ağzındaki torbayı yere bırakmış ve kasabın karşısında oturarak beklemeye başlamış. Köpeği görünce şaşıran kasap, dükkânda bulunan müşterilere bakarak sormuş:
- Bu da ne?
Müşterlerden birisi demiş ki:
- Et alacak herhalde.
Köpek hemen tasdik etmiş:
- Hav!..
Bunun üzerine kasap sormuş:
- Nasıl et istiyorsun söyle bakalım; kıyma, kuşbaşı, biftek?
- Hav!..
- Peki ne kadar istiyorsun; bir kilo, iki kilo?
- Hav!..
Etin parasının torbada olduğunu gören kasap, bir kilo kıyma çekip torbaya koymuş. Torbayı ağzına alan köpek dükkânı terk etmiş. Dükkânı yardımcısına bırakan meraklı kasap da köpeği takip etmeye başlamış. Birkaç sokak ötede bir apartmana giren köpek, üçüncü kata çıkmış ve bir kapıyı pençesiyle tıklatmış. Kapıyı açan bir adam, köpeğe bağırmaya başlamış:
- Ulan salak köpek!.. Sen hâlâ akıllanmayacak mısın?
Olayı şaşkınlıkla izleyen kasap, köpeğe bağıran adama çıkışmış:
- Dur bir dakika hemşerim, ne yapıyorsun? Gördüğüm en akıllı köpek o!.. Ona niye bağırıyorsun?
Kasabın bu sözü üzerine adam demiş ki:
- Ne akıllısı be!.. Bu aptal köpek dışarı çıkarken anahtarını yanına almayı unutuyor!..
ELLİ KURUŞ
Avukatın biri ölmüş. Ahirette sorgulan avukat sorgu meleğine günahlarını bir bir anlatmaya başlamış:
1- Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarını bildiğim halde; savundum ve beraat ettirdim.
2- Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödediği için; savundum ve idamdan kurtardım.
3- Bir çok müsteriden fahiş fiyat aldım.
4- Parası olmayan kadınları savunmak için; onlara seks teklif ettim.
Avukatın günah listesi uzadıkça uzamış. Avukat biraz dinlenmek için konuşmasına ara verince, onu sabırla dinleyen sorgu meleği sormuş:
- Bitti mi?
Avukat telaşla söz istemiş:
- Evet, ama bu arada yaptığım iyilikler ne olacak?
Bunun üzerine bir süre düşünen sorgu meleği, avukatın amel defterine bakarak demiş ki:
- Hııımmm, dur bakalım. Bir tarihte dilencinin birine yirmi beş kuruş sadaka vermişsin.
Avukat sevinçle bağırmış:
- Evet, evet!..
- Hııımmm, bir başka tarihte boyacı çocuğa yirmi beş kuruş bahşiş vermişsin.
Avukat yine sevinçle bağırmış:
- Evet verdim!..
Bunu üzerine sorgu meleği yanındaki yardımcısına seslenmiş:
- Bu adi herifin elli kuruşunu hemen verin ve derhal cehenneme atın!..
PSİKOLOJİ
Adam barda gördüğü güzel bayanla konuşmanın yollarını arıyormuş. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaşan adam demiş ki:
- Affedersiniz hanımefendi, acaba biraz konuşabilir miyiz?
Kız adama ters ters bakarak bağırmış:
- Terbiyesiz!.. Ben senin bildiğin kızlardan değilim!..
Herkesin ona bakması üzerine utancından yerin dibine giren adam, gidip masasına oturmuş. Bir süre sonra ona yaklaşan kız gülümseyerek seslenmiş:
- Az önceki olay için özür dilerim beyefendi. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyordum.
Bunu üzerine adam avaz avaz bağırmaya başlamış:
- Nee? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?
MELEKLER UÇAR MI?
Küçük kız annesine sormuş:
- Anne melekler uçar mı?
- Uçar.
- Bütün melekler mi uçar anne?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor anne?
Küçük kızın annesi şaşkınlıkla sormuş:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Meleğim!" diyor da.
Öfkeyle yerinden fırlayan anne demiş ki:
- Ya öyle mi? O halde az sonra hemen uçar!..
KADIN KULAĞI
Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş ve ameliyata girmiş. Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra, kendini aynada seyreden adam, şaşkınlıkla haykırmış:
- Aman Allahım!.. Doktor Bey, bana kadın kulakları takmışsınız!..
Doktor hastasını teselli etmek için seslenmiş:
- Kulak kulaktır kardeşim, kadını erkeği olmaz.
Hasta demiş ki:
- Yanılıyorsunuz Doktor Bey!.. Her şeyi duyuyorum, ama hiçbir sey anlamıyorum!..
13 Nisan 2008 Pazar
RAHAT BIRAKMADIN Kİ
Bir zenginin evine hırsız girmiş. Gözüne kestirdiği en pahalı şeyleri toplayıp çuvalına dolduran hırsız, bir gelen olduğunu fark edince, ne yapacağını şaşırmış. Can korkusuyla elindeki her şeyi bırakarak, evin camından bahçeye atlayan hırsız, tam kaçacakken ev sahibiyle göz göze gelmiş. Hırsız kapana düşmüş fare gibi kıvranırken, ev sahibi sormuş:
-Burada ne yapıyorsun?
Hemen bir yalan uyduran hırsız cevap vermiş:
-Büyük tuvaletimi yapıyorum.
Biraz düşünen ev sahibi hırsıza bağırmış:
-Çekil bakayım oradan!..
Hırsız çekilince, yerdeki köpek pisliğini gören ev sahibi öfkeyle sormuş:
-Ulan bu senin pisliğin mi? Bu bal gibi köpek pisliği lan!..
Hırsız da pişkin pişkin cevap vermiş:
-Eh be birader!.. Sen de rahat bırakmadın ki; biz de adam gibi yapalım!..
9 Nisan 2008 Çarşamba
İpne hakemler
Maçın birinde maçı kötü töneten hakeme taraftarlar ibne hakem diye bağımaya başlarlar...
orta hakem hemen yan hakemin yanına koşar
- ilişkimizden neden herkese bahsettin
orta hakem hemen yan hakemin yanına koşar
- ilişkimizden neden herkese bahsettin
Etiketler:
+18 fıkralar,
fıkralar,
fıkraokuyun,
ibne hakem
ergenekon operasyonu
Uydurma Ergenekon operasyonu sürerken Ergen adında biri yurt dışına gidecek.
kimlik kontrolü sırasında polis kimlik istemiş adının ergen olduğunu görünce hemen tutuklamış...
Tabii ergen şaşkın neden tutuklandığını sormuş
polis
-ekon'u çıkarınca yurtdışına kaçabileceğinimi zannettin..demiş
kimlik kontrolü sırasında polis kimlik istemiş adının ergen olduğunu görünce hemen tutuklamış...
Tabii ergen şaşkın neden tutuklandığını sormuş
polis
-ekon'u çıkarınca yurtdışına kaçabileceğinimi zannettin..demiş
8 Nisan 2008 Salı
harçlık
okula yeni başlayan emre'ye teyzesi harçlık
verir.emre hiçbir şey söylemeden parayı cebine
atınca,annesi:
-oğlum,teyzen sana para verdi.ona bir şey de-
miyecek misin?hani baban bana para verince ben
ne diyordum?
emre suratını asarak:
-hepsi bu kadarcık mı?
verir.emre hiçbir şey söylemeden parayı cebine
atınca,annesi:
-oğlum,teyzen sana para verdi.ona bir şey de-
miyecek misin?hani baban bana para verince ben
ne diyordum?
emre suratını asarak:
-hepsi bu kadarcık mı?
Gömlek
Gözleri görmeyen bir kişi, bu durumundan kurtulmak için çareler aramaya başlamış. Başvurmadıgı hekim ve bilge kalmamış. Kimse ona yardımcı olamamış.
Günün birinde bir bilge, ona şöyle bir öneride bulunmuş;"Eger hiç derdi tasası olmayan birini bulur ve onun gömlegini gözlerine sürersen, gözlerin o an görmeye başlar" demiş.
Gözleri görmeyen kişi, yollara koyulmuş. Dag, tepe dolaşmış, fakat dertsiz, tasasız birini bulamamış. Tam umudunu kesmek üzereyken, bir köyde karşılaştıgı yaşlı bir adam, ona umut vermiş, "Şu dagın tepesinde bir çoban yaşar" demiş. "Onun hiç derdi tasası yok gibi gözükür"
Kör kişi, daga yönelmiş ve zar zor tepeye dek çıkarak çobana ulaşmış.
Kendisiyle uzun uzun söyleşerek, bir derdi, tasası olmadıgınıdenetlemek istemiş. Çoban, hiçbir derdi, tasası olmadıgını söylemiş ve huzurlu bir sesle şükretmiş.
onun bu durumuna çok sevinen yolcu, oraya kadar gelmesinin nedenini açıklamış ve çobana, istegini bildirmiş:
"Şu gömlegini ver de, bende dünyayı bir seyredeyim" demiş.
Çoban bir süre sessiz kaldıktan sonra, şu karşılıgı vermiş:"Fakat, benim gömlegim yok ki..."
Günün birinde bir bilge, ona şöyle bir öneride bulunmuş;"Eger hiç derdi tasası olmayan birini bulur ve onun gömlegini gözlerine sürersen, gözlerin o an görmeye başlar" demiş.
Gözleri görmeyen kişi, yollara koyulmuş. Dag, tepe dolaşmış, fakat dertsiz, tasasız birini bulamamış. Tam umudunu kesmek üzereyken, bir köyde karşılaştıgı yaşlı bir adam, ona umut vermiş, "Şu dagın tepesinde bir çoban yaşar" demiş. "Onun hiç derdi tasası yok gibi gözükür"
Kör kişi, daga yönelmiş ve zar zor tepeye dek çıkarak çobana ulaşmış.
Kendisiyle uzun uzun söyleşerek, bir derdi, tasası olmadıgınıdenetlemek istemiş. Çoban, hiçbir derdi, tasası olmadıgını söylemiş ve huzurlu bir sesle şükretmiş.
onun bu durumuna çok sevinen yolcu, oraya kadar gelmesinin nedenini açıklamış ve çobana, istegini bildirmiş:
"Şu gömlegini ver de, bende dünyayı bir seyredeyim" demiş.
Çoban bir süre sessiz kaldıktan sonra, şu karşılıgı vermiş:"Fakat, benim gömlegim yok ki..."
7 Nisan 2008 Pazartesi
akıllı galatasaraylı
Bir GS’li, bir FENERLİ ve BJK’li Arabistanda yasak olmasına rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar.... Mahkemeye çıkarılırlar... karar İDAM... itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasına çevrilir. Ama o gün bayrama denk geldiği için Prens Hazretleri cezayı kaldırıp hepsine 20 kırbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik bulduğu içinde bi kıyak daha yapıp herkese cezasını hafifletmek için bir istek hakkı tanır...
BJK’li: "Sırtıma bir yastık bağlayın" der. 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez.
Uyanık FENERLİ bunu görünce "Sırtıma iki yastık bağlayın " der. Ama iki yastık bile 10 kırbaca dayanamaz.
Sıra GALATASARAYlıya gelince Prens Hazretleri: "Bak GALATASARAYLI sana acıdım. Süper Ligi kaçırdınız 100’üncü senenizde başarısız oldunuz,hekemlerden çektiniz. Bu yüzden sana iki istek hakkı veriyorum"
Peki der GALATASARAYLI:"O zaman bana 100 kırbaç vurulsun". Herkes şaşkına döner.
Prens Hazretleri:"peki ikinci isteğin nedir?" diye sorar...
GALATASARAYLI pis pis sırıtarak " FENERBAHÇELİYİ sırtıma bağlayın" der...
BJK’li: "Sırtıma bir yastık bağlayın" der. 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez.
Uyanık FENERLİ bunu görünce "Sırtıma iki yastık bağlayın " der. Ama iki yastık bile 10 kırbaca dayanamaz.
Sıra GALATASARAYlıya gelince Prens Hazretleri: "Bak GALATASARAYLI sana acıdım. Süper Ligi kaçırdınız 100’üncü senenizde başarısız oldunuz,hekemlerden çektiniz. Bu yüzden sana iki istek hakkı veriyorum"
Peki der GALATASARAYLI:"O zaman bana 100 kırbaç vurulsun". Herkes şaşkına döner.
Prens Hazretleri:"peki ikinci isteğin nedir?" diye sorar...
GALATASARAYLI pis pis sırıtarak " FENERBAHÇELİYİ sırtıma bağlayın" der...
Sabah kahvaltısında Fadime Temel'e anlatıyordu:
"Geceki gök gürültüsünü duymadın mı?"
Temel:
"Hayır duymadım..."
Fadime hayretle:
"Nasıl duymazsın?Bir şimşekler çaktı,bir gökler gürledi kiii ...Aman Yarabbi..."
Temel öfkelendi:
"Niye beni uyandırmadın?Benim şimşek çakarken uyuyamadığımı bilmez misin?" fıkralar
"Geceki gök gürültüsünü duymadın mı?"
Temel:
"Hayır duymadım..."
Fadime hayretle:
"Nasıl duymazsın?Bir şimşekler çaktı,bir gökler gürledi kiii ...Aman Yarabbi..."
Temel öfkelendi:
"Niye beni uyandırmadın?Benim şimşek çakarken uyuyamadığımı bilmez misin?" fıkralar
6 Nisan 2008 Pazar
acaba
Genç kız sevgilisine telefon ediyordu:
- Bu gece bize gelmesen iyi olur şekerim. Babamın öfkesinden yanına varılmiyor. Dün geceki kaçamak gezintiyi onun arabasıyla yaptığımızı haber almış!
- Ne diyorsun! Nereden haber almış acaba?
- Nerden olacak... Çarptığımız adam babammış da!...
- Bu gece bize gelmesen iyi olur şekerim. Babamın öfkesinden yanına varılmiyor. Dün geceki kaçamak gezintiyi onun arabasıyla yaptığımızı haber almış!
- Ne diyorsun! Nereden haber almış acaba?
- Nerden olacak... Çarptığımız adam babammış da!...
anlamak
Temel barda arkadasiyla iciyormus. Temel dertli dertli,
- Karim nihayet peni anladu...
Arkadasi,
- Be adam bunun icin icilir mi?
- Ama anlar anlamaz peni terk etti!
- Karim nihayet peni anladu...
Arkadasi,
- Be adam bunun icin icilir mi?
- Ama anlar anlamaz peni terk etti!
acemi avcı
Avcılar aralarına yeni katılan acemi avcıyı sınamak isterler ve ellerinde bulunan; av kuşları ile ilgili kitabı çıkartıp bir sayfa açarlar.Bu sayfada bulunan kuşun gövdesini kapatıp bacaklarını acemi avcıya gösterirler, cevap alamayınca diğer resme geçerler...Ondan da cevap alamazlar ve birkaç resimden sonra alaylı biçimde
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyince,acemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken, diğer arkadaşlardan biri
-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı pantolonunu indirip bacaklarını gösterir..
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyince,acemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken, diğer arkadaşlardan biri
-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı pantolonunu indirip bacaklarını gösterir..
Matemeatikçi
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar.
Görüşmeci matematikçiye sorar:
- "iki kere iki kaç eder?".
Matematikçi cevap verir:
- "Dört!".
Görüşmeci sorar:
- "Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- "Evet, kesin dört!"
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- "Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağya veya yukari oynayabilir, ama ortalama dört eder!".
Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- "Kaç etsin istersiniz?
Görüşmeci matematikçiye sorar:
- "iki kere iki kaç eder?".
Matematikçi cevap verir:
- "Dört!".
Görüşmeci sorar:
- "Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- "Evet, kesin dört!"
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- "Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağya veya yukari oynayabilir, ama ortalama dört eder!".
Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- "Kaç etsin istersiniz?
cenaze
İki arkadaş golf oynayarak ve iyi vakit geçirerek halı gibi çimenlerle kaplı sahada dolaşmaktadırlar. Sahanın yanından geçen yolda büyük ve kalabalık bir cenaze konvoyu görürler. Adamlardan biri, şapkasını çıkartır, büyük bir saygıyla cenazeye doğru dönerek diz çöker, içinden bir kaç küçük dua mırıldanır ve yine aynı saygı ile ayağa kalkar.
Arkadaşı çok etkilenmiştir.
- "Hey!"
der,
- "Sen gerçekten temiz yürekli iyi bir insansın!.."
- "Tabii,"
der adam.
- "Ne de olsa 35 yıllık karımdı."
Arkadaşı çok etkilenmiştir.
- "Hey!"
der,
- "Sen gerçekten temiz yürekli iyi bir insansın!.."
- "Tabii,"
der adam.
- "Ne de olsa 35 yıllık karımdı."
vampir temelcik
Bir İngiliz vampir, bir Fransız vampir, bir de Temel vampir
Uçakta gidiyorlarmış. Bir sure sonra İngiliz vampir aralarından ayrılmış, aşağılara dalmis. Bir sure sonra geri gelmiş ki, ağzı yüzü kan içinde.
Sormuşlar: - Ne oldu, nereye gittin?
İngiliz vampir : - şu aşağıdaki beyaz evi gördünüz mü?
Cevap:- Gördük.
İngiliz Vampir : - Onun yanındaki duvari gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
İngiliz vampir : - Onun yaninda uyuyan küçük çocuğu gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
İngiliz vampir : - İşte ben o çocuğun kanını içtim, geldim.
Yolculuk devam eder. Bir süre sonra Fransız vampir de ayni şekilde ayrılıp aşağılara gider ve geldiginde onun da yüzü gözü kan icindedir.
Yine sorarlar: - Nereye gittin?
Fransiz Vampir: - Şu aşağıdaki ağacı gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransiz Vampir: - Onun yanındaki küçük kutuyu gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransiz Vampir: - O kutuya yaslanmış yatan adamı gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransız Vampir : - İşte ben o adamın kanını içtim geldim.
Yolculuk yine devam eder. Bir sure sonra Temel Vampir ayni şekilde ayrılır ve o da ağzı yüzü kan içinde geri gelir.
Ona da sorarlar: - Nereye gittin?
Temel Vampir: - Şu aşağıdaki evi gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - Peki onun yanındaki direği gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - İşte ben o direği görmedim.........
Uçakta gidiyorlarmış. Bir sure sonra İngiliz vampir aralarından ayrılmış, aşağılara dalmis. Bir sure sonra geri gelmiş ki, ağzı yüzü kan içinde.
Sormuşlar: - Ne oldu, nereye gittin?
İngiliz vampir : - şu aşağıdaki beyaz evi gördünüz mü?
Cevap:- Gördük.
İngiliz Vampir : - Onun yanındaki duvari gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
İngiliz vampir : - Onun yaninda uyuyan küçük çocuğu gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
İngiliz vampir : - İşte ben o çocuğun kanını içtim, geldim.
Yolculuk devam eder. Bir süre sonra Fransız vampir de ayni şekilde ayrılıp aşağılara gider ve geldiginde onun da yüzü gözü kan icindedir.
Yine sorarlar: - Nereye gittin?
Fransiz Vampir: - Şu aşağıdaki ağacı gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransiz Vampir: - Onun yanındaki küçük kutuyu gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransiz Vampir: - O kutuya yaslanmış yatan adamı gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Fransız Vampir : - İşte ben o adamın kanını içtim geldim.
Yolculuk yine devam eder. Bir sure sonra Temel Vampir ayni şekilde ayrılır ve o da ağzı yüzü kan içinde geri gelir.
Ona da sorarlar: - Nereye gittin?
Temel Vampir: - Şu aşağıdaki evi gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - Peki onun yanındaki direği gördünüz mü?
Cevap: - Gördük.
Temel Vampir: - İşte ben o direği görmedim.........
stajer ve nine
Teksasta haydutluk egitimi gören bir ögrenciyi azili haydutlarin yanina staja verirler. Ilk ders olarak bir posta arabasi soyulacaktir. Araba durdurulur; Sef haydut:
- "Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sirada stajer arabada yasli bir ninenin oturmakta oldugunu farkeder ve
- "Nine otursun bari" der.
Haydutlar hep bir agizdan
- "Sen karisma, sef ne derse o olur" derler.
Bu sefer sef;
- "Bütün paralarini alin" der.
Stajer yine atlar:
- "Yasli nineninkileri de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir agizdan
- "Sen sus, sef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alinmistir. Sef atina biner adamlarina döner ve
- "Bütün kadinlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konusacakken nine atilir:
- "Sen sus, sef ne derse o olur
- "Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sirada stajer arabada yasli bir ninenin oturmakta oldugunu farkeder ve
- "Nine otursun bari" der.
Haydutlar hep bir agizdan
- "Sen karisma, sef ne derse o olur" derler.
Bu sefer sef;
- "Bütün paralarini alin" der.
Stajer yine atlar:
- "Yasli nineninkileri de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir agizdan
- "Sen sus, sef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alinmistir. Sef atina biner adamlarina döner ve
- "Bütün kadinlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konusacakken nine atilir:
- "Sen sus, sef ne derse o olur
makinist
Temel bir gün saatçiye gider ve saatçiye
-saatim bozildi. der
saatçi saatçi saatin içini açar. saatin içinden ölü karınca düşer.Temelde
-makinisti ölmüş da.
-saatim bozildi. der
saatçi saatçi saatin içini açar. saatin içinden ölü karınca düşer.Temelde
-makinisti ölmüş da.
Kışlada komutan askerlerin sigara içmesini engellemek için kışlaya büyükçe bir yazı asar "SİGARA ÖLDÜRÜR" ertesi gün komutan kışlada dolaşırken gözü kendisinin yazdığı yazının altına takılır yazının altında bir yazı daha vardır"ASKER ÖLÜMDEN KORKMAZ"
taksici
Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...fıkralar
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...fıkralar
5 Nisan 2008 Cumartesi
Kimin karnesi
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
fıkralar
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
fıkralar
MASKELİ BALO
Evli bir çift maskeli baloya davetliymiş, ama migreni tuttunca kendini evde kalmak zorunda hisseden kadın kocasına demiş ki:
-Kocacığım, ben biraz rahatsızım; yatıp dinleneceğim. Sen baloya yalnız git.
-Karıcığım, sen gelmezsen; ben de gitmem.
Biraz tartışmadan sonra ikna olan koca, maskesini takarak baloya gitmiş. Kocası gittikten sonra birkaç Aspirin alıp yatan kadın, hemen uyumuş. Bir saat sonra uyanan kadın, kendini iyi hissedince, "Ben yanında değilken kocam neler yapıyor acaba?" diye düşünmeye başlamış. Kocasının ne yaptığı düşüncesi aklını kurcalamaya başlayınca, kadın da maskeli baloya gitmeye karar vermiş. Kocasının kendisini tanımaması için, değişik bir maske takarak baloya giden kadın, kocasını izlemeye başlamış. Kadın, kocasının arka arkaya güzel kadınlarla dans ettiğini görence, başka bir kadınmış gibi onu baştan çıkarmayı tasarlamış. Kocasına yaklaşıp onunla samimi bir şekilde dans etmeye başlayan kadın, seksi bir ses tonuyla ahlâksız bir teklifte bulunmuş:
-Sevgilim, istersen tenha bir yerde sevişebiliriz.
Dışarı çıkmışlar ve garajdaki bir arabanın içine girerek çılgınca sevişmişler. Gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan evine giden kadın, kocasının dönüşünü beklemeye başlamış. Adam sabaha karşı saat 3'te eve dönüp yatağa girince, kadın sormuş:
-Kocacığım, balo nasıldı?
-Sensiz hiç eğlenemedim sevgilim.
-Sahi mi söylüyorsun? Bence çok eğlenmişsindir.
-Gerçekten eğlenemedim hayatım. Baloya gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık, alt kata inip bütün gece poker oynadık. Fakat maskemi ödünç verdiğim o Allah'ın cezası herif, öyle güzel eğlenmiş ki; anlata anlata bitiremedi!..
3 Nisan 2008 Perşembe
TEDAŞ GÖREVLİSİ
Doktor yeni gelen hastasına sormuş:
-Anlatın bakalım; nedir derdiniz?
-Doktor Bey, bademciklerim şişti.
-Hıımm, paravanın arkasına geçip soyunun.
-Doktor Bey, niye anlamak istemiyorsunuz? Size bademciklerimin şiştiğini söylüyorum. Soyunmama ne gerek var ki?
Doktor sinirli bir şekilde emretmiş:
-Lütfen işime karışmayın beyefendi!.. Ben ne dersem onu yapın. Paravanın arkasına geçin ve soyunmaya başlayın!..
Adam ''Ya sabır''çekip paravanın arkasına geçmiş ve soyunmaya başlamış. Birde bakmış ki yanında yarı çıplak bir adam daha var. Adama dönerek dert yanmış:
-Yahu anlamadım gitti, doktora "Bademciklerim şişti" dedim, tutturdu ille de soyun diye.
Öteki adam gülerek demiş ki:
-Sen asıl beni düşün!.. Ben TEDAŞ görevlisiyim. Buraya elektrik sayacını okuyup, faturasını bırakmaya gelmiştim, ama doktor buraya geçip soyunmamı istedi!..
ÇEKİN DE AÇILSIN
Adamın biri psikiyatri uzmanına gitmiş, başlamış derdini anlatmaya:
-Hep aynı rüyayı görüyorum Doktor Bey!.. Bir kapı var, üzerinde bir yazı... Kapıyı itiyorum, itiyorum, ama bir türlü açılmıyor. Ter içinde uyanıyorum.
Doktor sormuş:
-Kapının üzerinde ne yazıyor?
-Çekiniz yazıyor.
-Anlaşıldı beyefendi, siz kapıyı çekmiyorsunuz, ama itiyorsunuz. O zaman çekin de açılsın!..
SİLİKON
Kadının biri bir gün göğüsleri küçük olduğu için silikon yaptırmaya karar vermiş. Ertesi gün özel bir doktora giden kadın, derdini söylemiş:
-Doktor bey, ben SSK'lıyım, göğüslerime silikon yaptırmak istiyorum.
Kadını muayene eden doktor demiş ki:
-Hanımefendi, burada silikon yaptırmanız pahalıya mal olur. Siz en iyisi SSK'lılara bakan Devlet Hastanesine gidip orada yaptırın.
Bu cevap üzerine Devlet Hastanesinin yolunu tutan kadın, oradaki ilgili doktora müracat etmiş:
-Doktor Bey, ben SSK'lıyım, göğüslerime silikon yaptırmak istiyorum.
-Tamam, yapalım.
Kadının göğüslerine silikon yapan doktor, kadını uyarmış:
-Hanımefendi, bu silikonlar ucuz olduğu için ara sıra söner, yani iner. Böyle durumlarda siz kollarınızı kanat çırpar gibi çırpın ve silikonlarınız tekrar şişer.
-Tamam Doktor Bey.
Kadın ertesi gün sevgilisi ile buluşmaya gitmiş. Yemekte silikonları aniden inince, erkek arkadaşı anlamadan hemen kollarını çırpmaya başlamış. Yemek sırasında erkek arkadaşı kadına doğru yanaşmış. Tam kadını öpeceği anda adam bacaklarını kanat çırpar gibi çırpmaya başlamış.
MERDİVEN
Adamın biri evinin merdivenlerinden çıkarken düşmüş. Bacağı dört yerden kırılan adamı hemen hastaneye kaldırmışlar. Kırılan bacağı boydan boya alçıya alan doktor demiş ki:
-Beyefendi, bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek ve çıkmak yok, tamam mı?
-Tamam Doktor Bey.
Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmış. Sağlığına kavuşan adam, doktora sormuş:
-Doktor Bey, artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?
-Elbette çıkabilirsiniz, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız.
Doktorun bu cevabı üzerine adam sevinçle bağırmış:
-Oh be!.. Şükürler olsun Allah'ım!.. Üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı!..
SIRA
Oldukça güzel ve şık giyimli bir kadın yıllık kontrol muayenesi için doktora gitmiş. Doktor sormuş:
-Herhangi bir şikayetiniz var mı hanımefendi?
-Doktor Bey, ben her istediğini yapabilecek kadar maddi durumu iyi olan, iyi yaşayan, kendine dikkat eden fevkalade sağlıklı bir kadınım. Bir tek derdim, gaz şikayetim var; evde, işte, kilisede, otobüste, asansörde, süper markette durmadan gaz kaçırıyorum. Gerçi kimseyi rahatsız etmiyorum. Hiç kimse benim gaz kaçırmamın farkına varmıyor. Çünkü bu gazın ne sesi ne de kokusu var. Ama bir tek ben bilsem dahi rahatsızlık hissediyorum. Bunu tedavi ederseniz sevineceğim.
Doktor, reçeteye bir takım ilaçlar yazdıktan sonra rica etmiş:
-Hanımefendi, bu ilaçları kullanın ve haftaya kontrole gelin.
Bir hafta sonra kontrole gelen kadın, muayeneye hışımla girerek, doktora sitem etmiş:
-Doktor Bey, ayol siz ne yaptınız? Verdiğiniz ilaçlar beni tedavi edeceğine daha da zarar verdi! İlaçları kullanmaya başladıktan sonra kaçırdığım gaz leş gibi kokmaya başladı!..
Bunun üzerine doktor sinsice gülerek kadına cevap vermiş:
-Çok güzel!.. Burnunuzu tedavi ettik hanımefendi!.. Şimdi sıra kulaklarınıza geldi!..
BİR ONU YAPMADILAR
Yirmi sekiz gündür Üniversite hastanesinde yatmakta olan yaşlı bir kadına bir türlü teşhis konulamıyormuş. Uzman ve pratisyen doktorlardan oluşan bir heyet Üniversite Profesörünün başkanlığında, bu yaşlı kadın hastanın başında toplanmışlar. Profesör sormuş:
-Radyolojik tetkikler yapıldı mı?
-Yapıldı hocam.
Işıklı panoya yerleştirilip gösterilen filmleri inceliyen Profesör yine sormuş:
-EKG?
Derhal hocanın önüne serilmiş.
-Eforlusu?
O da hemen hocanın önüne açılmış.
-Laboratuar tetkikleri?
O da önceden hazırmış.
-Elektroansefalografi?
-Evet hocam.
-MRI?
-Çekildi hocam.
-Sintigrafi?
-Buyrun hocam.
- Anjiyo yapıldı mı?
-Yapıldı hocam.
-Sken oldu mu?
Bu soruya doktorlar tam cevap verecekken, hasta kadından yanıt gelmiş:
-Her şeyi yaptılar da; bir onu yapmadılar!..
BANA NE?
Kaynananın biri çok zengin olduğu için, evlendirdiği üç kızını kocalarıyla birlikte bir sahil kasabasına yaz tatiline götürmüş. "Bakalım bunlar beni ne kadar seviyor" diye damatlarını denemek isteyen kaynana, büyük damatının gözleri önünde denize girip boğulma taklidi yapmış:
-İmdaaattt!.. Boğuluyorum!..
Büyük damat hemen denize atlayıp, kaynanasını kurtarmış. Kaynana da bu iyiliğin altında kalmamak için büyük damadına üzerinde "Hayatımı kurtaran büyük damatıma" yazılı yepyeni bir Reno Laguna araba hediye etmiş. Ertesi gün ortanca damatını denemek isteyen kaynana, onun gözleri önünde denize girip boğulma taklidi yapmış:
-İmdaattt!.. Boğuluyorum!..
Ortanca damat hemen denize atlayıp kaynanasını kurtarmış. Kaynada da bu iyiliğin altında kalmamak için üzerinde "Hayatımı kurtaran ortanca damatıma" yazılı yepyeni bir Reno Safrane araba hediye etmiş. Üçüncü gün küçük damatını denemek isteyen kadın "Nasıl olsa küçük damatım beni kurtarır diye" denizin daha derin yerine gitmiş. Yüzme bilmeyen kadın bir yandan çırpınıyor bir yandan da bağırıyormuş:
-İmdaaatt!.. Boğuluyorum!..
Kaynanasını seyreden küçük damat hiç oralı olmamış:
-Bana ne lan? Boğulursan boğul!..
Kadın da oracıkta boğulup ölmüş. Ertesi gün kayınpederi tarafından küçük damada üzerinde "Beni o şirret karıdan kurtaran damadıma" yazılı yepyeni bir Ferrari hediye edilmiş.
2 Nisan 2008 Çarşamba
NEREDE OLACAKTI?
Gözlerinden rahatsız olan çok zengin bir kadın, hangi göz doktoruna gitse; bir çare bulamamış. Bir arkadaşı başka bir göz doktoru tavsiye edince, o göz doktoruna gidip muayene olmuş ve tedaviye başlamışlar. Birkaç hafta sonra her şeyi net görmeye başlayan kadının gözleri iyileşmiş. Hastanenin Başhekim'inden izin alıp, hastanenin bahçesine bir göz heykeli yaptıran kadın, göz heykelinin tam ortasına da kendini tedavi eden göz doktorunun resmini koydurmuş. Heykelin açılışına üst düzey bürokratlarla birlikte kendini tedavi eden göz doktorunu da çağıran kadın demiş ki:
-Doktor Bey, size ne kadar teşekkür etsem azdır. Siz benim gözlerimi eski sağlığına kavuşturdunuz. Ben de bu iyiliğinizin altında kalmamak için, sizin adınıza hastanenin bahçesine bir göz heykeli yaptırdım; görün bakalım beğenecek misiniz?
Vali, kaymakam ve Başhekim, alkışlar arasında birer konuşma yaptıktan sonra, üzerideki örtü kaldıralarak göz heykelinin açılışı yapılmış. Heykele bakan göz doktoru, heykelin göz bebeğinde kendi resmini görünce dua etmiş:
-Allah'a şükürler olsun bir tehlikeyi daha ucuz atlattık!..
Doktorun böyle dua etmesini şaşkınlıkla karşılayan kadın sormuş:
-Doktor Bey, sağlığına kavuşan benim, şükreden sensin. Ayol bunun neresi tehlike atlatmak?
Doktor demiş ki:
-İyi ki göz doktoru olmuşum, ya jinekolog olsaydım; o zaman benim resmim nerede olacaktı?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)